İSTANBUL (AA) – Eyüpsultan Mihrişah Valide Sultan Haziresi’ndeki kabri başında gerçekleştirilen anma programında Kur’an-ı Kerim okundu ve dualar edildi.
Törene katılan İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, AA muhabirine, Zengin’in, kalemiyle, kelamıyla, zarafetiyle ve fikirleriyle edebiyat dünyasına iz bıraktığını belirterek, “Genç yaşta bu dünyaya veda etmesine rağmen geniş kitleler tarafından kabul görmüş, sevilen, sayılan bir isimdi.” dedi.
Anma programının eğitim, yaş ve mesleki mensubiyet olarak renkli ve zengin bir katılımla gerçekleştiğine işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti:
“Sırf bu katılıma binaen Mevlana İdris Zengin üzerine bir değerlendirme yapacak olsak, onun renkli, zevkli ve duygulu dünyasının güzel bir portresi ortaya çıkar. Çocuklarımızı önemsememizi ve onlara bakış açımızı gözden geçirmemizi sağlayan, çocuklarımızın da şahsiyeti olduğunu hatırlatan biriydi. İnanıyorum ki Mevlana İdris Zengin, zaman ilerledikçe çocuk edebiyatı başta olmak üzere daha köklü, daha derin, daha nitelikli çalışmaların, incelemelerin, araştırmaların konusu olacak, daha yakından tanınacak, tesirleri ve fikirleri daha etkileyici ve belirleyici olacaktır.”
Yılmaz, usta yazarın fikirleri ve yazdıklarının yanı sıra yaşantısıyla, benimsediği tabii hayat tarzıyla da öne çıktığını söyleyerek, “Naif yapısıyla, mütevazı velakin vakur duruşuyla, fikri dünyasındaki istikameti ve selametiyle Mevlana İdris Zengin hep hayırla anılmaya devam edecektir.” değerlendirmesini yaptı.
“Konuştuğu her insana kendini özel hissettirirdi”
Yazar Salih Zengin, kendisinden 8 yaş büyük olan ve Kahramanmaraş’tayken ancak yazları görüşebildiği ağabeyi Mevlana İdris ile asıl muhabbetinin İstanbul’da üniversiteyi kazanıp geldiğinde başladığını anlattı.
Abi-kardeş ilişkisinin ötesinde çok ayrı bir hukuka sahip olduklarını dile getiren Zengin, “Aynı zamanda benim için burada babalık yapmış birisidir. Hakikaten özel bir ilişkimiz vardı.” dedi.
Zengin, ağabeyinin tanıştığı insanların hayatlarına güzellik ve mutluluk kattığının altını çizerek, “Her insan Mevlana’yı çok yakın arkadaşı zannederdi. Bir kere görüşmüş olsa dahi sanki yıllardır tanışıyormuş gibi düşünürlerdi. Çünkü konuştuğu her insana kendini özel hissettirirdi. Bu yüzden insanlar onu unutamıyor. Bir yıldır mezara her geldiğimde sabah-akşam birilerini buluyorum başında, bu önemli bir işaret olsa gerek.” ifadelerini kullandı.
“İstanbul kültürünü her yönüyle yaşayan bir insandı”
Eğitimci ve editör Ekrem Ayyıldız, Mevlana İdris ile 30 yıllık dostluklarının bulunduğunu, Cağaloğlu Bab-ı Ali’de tanıştıklarını, dostluk ve sohbetlerinin hiç kopmadan sürdüğünü aktararak, “Şairliğiyle, çocuk edebiyatına katkılarıyla, kişiliğiyle ve insan ilişkileriyle çok nevi şahsına münhasır birisiydi. İstanbul aşığıydı, İstanbul’u sever ve gezerdi. İstanbul kültürünü her yönüyle yaşayan ve dostlarıyla yaşamayı seven güzel bir insan idi.” diye konuştu.
Kendisini özlediklerini dile getiren Ayyıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen yıl bugün kaybettik, ani oldu. İstanbul dışına bir seyahatinde rahatsızlanarak memleketi Kahramanmaraş’ta hastanede vefat etti. Kendi akranları kadar çocuklardan, gençlerden de etrafında geniş bir halka vardı. Onlarla buluşur, sohbet eder, bir yerlere gittiği zaman muhakkak haberleşir, irtibat kurardı. Bu yönüyle de aslında istisna bir zat. Çoğu şair, yazar ya vakti olmadığından veya müsait olmadığından okurlarıyla, sevenleriyle çok sıkı münasebet kuramaz ama Mevlana İdris tam tersi her zaman hem İstanbul’da hem de Anadolu’da gittiği yerlerde okurlarıyla, sevenleriyle, dostlarıyla buluşur, haberleşir, sohbet eder, çay içer ve ikram ederdi, ikramı çok severdi.”
“Ömrünün birden kesilmesi mezar taşı için ilham oldu”
Mimar ve sanatçı Celaleddin Çelik ise Zengin için tasarladığı mezarın mimarisine ilişkin bilgiler vererek, “Ömrünün bizim beklemediğimiz bir zamanında kesilivermesi bizim de mezar taşı için ilhamımız oldu. Taşın bir köşesini tek bir bıçak hamlesiyle kesivermiş olduk. Kestiğimiz yer ise cilalı, parlak, pırıl pırıl aynı rahmetlinin dışına da vurduğu iç dünyası gibi.” şeklinde konuştu.
Taşın köşeli olmasının da erkek mezar taşı olduğunu ifade ettiğini aktaran Çelik, “Kuşların su içmesi çok güzel bir mezar taşı geleneğimizdir. Mevlana ağabeyin de kuşlar su içebilsin diye mezar taşında bir suluk var. Suluğun içinde ise onun ‘Doğdum ve olaylar hızla gelişti, o çeşmeler akacak’ sözü yazıyor. O söz suya karışıyor, kuşlar da oradan su içiyorlar.” diye konuştu.
Anma programına Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, eski AK Parti Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın yanı sıra Erol Erdoğan, Ebubekir Kurban, Kemal Sayar, Zeki Bulduk, Turan Kışlakçı, Nurullah Öztürk, Saadettin Acar, Tayfur Esen ve İsmail Erdoğan’ın da arasında bulunduğu edebiyat ve sanat dünyasından birçok kişi katıldı.
Program kapsamında ayrıca Dersaadet Vakfı’nda katılımcılara ikram verildi.
Muhabir: Ahmet Esad Şani