BAĞDAT (AA) – Afrika asıllı siyahi Iraklıların Abbasiler döneminden bu yana bölgede bulundukları ifade ediliyor. Özellikle Basra’da ve diğer güney vilayetlerinde önemli nüfusa sahipler.
Afro Iraklılar, yaşadıkları zorluklara rağmen geleneklerini, kültürel ve müzikal miraslarını muhafaza ediyor. Iraklı siyahiler müziğin yanı sıra boks, güreş ve futbol gibi spor dallarında da ön plana çıkıyor.
Iraklı siyahilerin haklarını savunan Basra merkezli sivil toplum kuruluşu Ensar es-Selam Derneği üyesi Zeynep Kirmeli, Afro Iraklıların geçmişi ve günümüzdeki siyasi ve toplumsal durumuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Afrika’dan Irak’a geldiklerini ve bu yüzden “Afro Iraklılar” olarak adlandırıldıklarını söyleyen Kirmeli, “Zalimlerin hükmettiği dönemlerde siyahi insanlar Kuzey Afrika’dan önce Asya bölgesine daha sonra dünyanın her yerine (Irak dahil) yayıldılar. Ancak bu topluluğa Afrika asıllı oldukları için kimse önem vermiyor. Arap ülkelerinde siyahilere karşı ayrımcılık ve aşağılayıcı bakış söz konusu. Siyahiler modern devlet aygıtındaki önemli mevkilerde de yer alamıyor. Toplumda çeşitli ırkçılık ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Özellikle esmer tenli oldukları için çocuklarımızla dalga geçilebiliyor, çeşitli ayrımcılık ve zorbalığa maruz kalıyorlar. Çocuklarımıza sokakta yoğun şiddet bile uygulanabiliyor.” ifadelerini kullandı.
“Bize resmi olarak ‘Afro Iraklılar’ isminin verilmesini talep ediyoruz”
Irak’ta kendilerine yönelik ırkçılığı suç sayan kanunların olmamasını eleştiren Kirmeli, Afro Iraklıların uğradığı ayrımcılık ve şiddet olaylarının çözümünü karakolda değil daha çok aşiret oturumlarında aramak zorunda kaldıklarını söyledi.
Maruz kaldıkları ayrımcılık ve yok sayma politikaları nedeniyle Irak Meclisinde temsilcilerinin bulunmadığını kaydeden Kirmeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Irak Anayasası’nın 14’üncü maddesi renk, ırk ve cinsiyete göre yapılan ayrımcılığı yasaklıyor. Toplumda bizlerden diploma sahibi olanlara bile aşağılayıcı bakışla bakıyorlar. Üniversite mezunu genç kızlarımıza devlet dairelerinde kendi alanlarında değil, hizmet işçiliği gibi görevler veriliyor. ‘Renk sendromu’ kimliğin soyutlanması mı, yoksa özgürlüğün sınırlandırılması mı? Irak hükümetinden bize resmi olarak ‘Afro Iraklılar’ isminin de verilmesini talep ediyoruz.”
Kirmeli, BM Irak Misyonu’nun “Afro Iraklılar” konusunda hazırladığı tavsiye raporunun Meclis ve hükümet tarafından değerlendirilmesini beklediklerini belirterek, “Irak Meclisinde Basra’ya 24 vekil bir de kota sandalyesi ayrılmış. Ancak bu kota bize değil, Basra’da azınlık statüsünde dahi olmayan Hristiyanlara verilmiş durumda. Bu kotanın Basra’da yoğun olarak bulunduğumuz için bize verilmesini elzem görüyoruz ve resmi azınlık statüsüne de talibiz.” dedi.
Afrika asıllı Iraklıların genel olarak “hamallık” ve diğer hizmet işçiliği alanında çalıştırıldıklarını aktaran Kirmeli, bu meselenin de değişen dünyayla değişmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
Basra’nın Zubeyr, Abu el-Hasib ve Fav gibi bölgelerinde yoğun olarak bulunduklarını söyleyen Kirmeli, ayrıca güneydeki diğer vilayetlerde de varlık gösterdiklerini ifade etti.
“Bize karşı uygulananlar ayrımcılıktan öte bir küçümseme ve aşağılamadır”
Siyahi Halk Derneği Başkanı Abdülhüseyin Abdurrezzak da, Iraklı siyahi topluluğun siyasi ve toplumsal sorunlarını değerlendirdi.
Irak’a geçmişte “köle ticareti” yoluyla yerleştirildiklerini söyleyen Abdurrezzak, “Bazı Arap şehirleri ve Irak’ın Basra kentinde köle ticaretinin yapıldığı pazarlar vardı. Iraklı siyahileri o dönem bu pazarlardaki köle ticaretinde kullanıyorlardı.” dedi.
Modern Irak’ın kurulduğu 1921’den beri devlet kademesinde siyahi vatandaşların görmezden gelindiğini belirten Abdurrezzak, “Devlette siyahilere hiçbir bakanlık, genel müdürlük, valilik, kaymakamlık ve nahiye müdürlüğü görevi dahi verilmedi. Bize karşı uygulananlar ayrımcılıktan öte bir küçümseme ve aşağılama durumudur. Zaten bize bir nevi aşağılama ifadesi olarak görülen ‘abid’ (köle) denir.” diye konuştu.
Irak’taki siyahilerin ayrımcılığa maruz kalmamak için belli aşiret yapılanmalarına dahil olduklarını kaydeden Abdurrezzak, şöyle devam etti:
“Ancak hiçbir siyahinin aşiret lideri olmasına izin verilmez. Hakkımızı devletten alamadığımız için topluluk üyelerimizin çoğu aşiretlere sığınıyorlar. Tüm siyahilerin aşiretlere mensup olma olayından vazgeçmelerini dilerim çünkü, Irak’ta uygarlığın bozulması aşiretleşme olayıyla başlamıştı.”
Eğitim hakkı 1960’ta verildi
Irak’ta 2003 öncesine kadar gazetecilik yapan Abdurrezzak, Iraklı siyahilerin 1960’a kadar eğitim ve öğrenim hakkından mahrum olduklarını, bu hakkın kendilerine eski Cumhurbaşkanlarından General Abdülkerim Kasım döneminde tanındığını söyledi.
Abdurrezzak, Iraklı siyahilerin, toplumda “küçümsenen” ve “aşağılanan” olarak nitelendirdiği işlerde çalıştırıldıklarını, bu yüzden aşırı dar gelirli olduklarını ifade etti.
Ülkedeki sayılarına ilişkin resmi veri bulunmamakla birlikte 1,5 ile 2 milyon arasında bir nüfusa sahip olduklarını savunan Abdurrezzak, anayasada “azınlık” olarak tanınmak istediklerini vurguladı.
Iraklı siyahilerle “evlenme” meselesi
Abdurrezzak, Afro Iraklılar ile toplumun diğer katmanları arasında evlilikler olup olmadığı şeklindeki soruya karşılıksa şunları söyledi:
“Üniversitede beyaz tenli kız arkadaşlarımla iyi arkadaşlık ilişkilerim vardı. Erkek grubundaki arkadaşlarımın bazısı benim gibi yoksul ve siyahi bir erkeğin üniversitede beyaz tenli kızlarla arkadaşlık etmesini fazla görürdü. Bundan dolayı bana düşmanlık ederlerdi. Bu da, Irak’taki ırkçılığın bir örneğidir. Bize karşı yapılanlar zorbalıktan ziyade ‘ırkçı aşağılamadır’. Toplumun diğer kesimleriyle evlenme oranı çok düşüktür. Maalesef Irak’ta bize yer yok. Yurt dışına bile göç edemiyoruz, çünkü yoksul insanlarız.”
Abdurrezzak, Afrika asıllı Iraklıların Sünni ve Şii mezhebine ayrıldığını sözlerine ekledi.
“Irak genelindeki nüfusumuz yaklaşık 1 milyon”
Afrika asıllı Iraklı sivil aktivist Macid el-Halidi de, mensubu olduğu topluluğun anayasal haklarının verilmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
Irak’ta resmi sayımın bulunmadığına işaret eden Halidi, “Afro Iraklılar olarak en yoğun bulunduğumuz Basra’da sayımız yaklaşık 300 ile 350 bindir. Basra’nın yanı sıra Nasiriye, Meysan, Bağdat ve Musul’da da nüfusa sahibiz. Irak genelindeki nüfusumuz yaklaşık 1 milyon.” şeklinde konuştu.
Iraklı azınlıklar konusunda çalışmaları bulunan akademisyen Dr. Saad Sallum, Afro Iraklıların ülkeye ilk gelişlerinde Müslüman olmadıklarını, kendilerine özgü dini inanç ve ibadetlerinin bulunduğunu savunuyor.
“Irak’ta Azınlıklar: Hafıza, Kimlik ve Zorluklar” kitabında Afro Iraklılara da yer veren Sallum, yerel basına yaptığı bir açıklamada, bu topluluk üyelerinin Irak’a getirildiği dönemde bataklıkların kurutulmasında, tarımda ve aynı zamanda kabile çatışmalarında kullanıldıklarını dile getirmişti.
Afro Iraklıların eskiden “makayid” denilen özel buluşma yerinde geleneksel ve kendilerine özgü ibadetlerini yerine getirdiği iddia edilse de topluluk üyeleri bu konuda konuşmamayı tercih ediyor.
Muhabir: Haydar Karaalp