İSTANBUL (AA) – Babasının doğum yeri Kırım’ın Gaspıra köyünden soyadını alan Gaspıralı, 20 Mart 1851’de Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy’de doğdu.
Gaspıralı, ilk eğitimini yerel Müslüman mektebinde aldıktan sonra Akmescit Erkek Okulu’nda okudu ve ilerleyen yıllarda asker olma niyetiyle Rusya’nın başkenti Moskova’daki harp okuluna kaydoldu.
Girit’te 1866’da çıkan isyan sırasında Rum asilere karşı Osmanlı askerlerine katılmak arzusuyla gizlice Türkiye’ye geçme girişiminde bulunan İsmail Gaspıralı yakalandı ve askeri öğrencilik hayatı sona erdi.
İvan Turganyev’in asistanı oldu
Ünlü Türk düşünürü, 1868’de henüz 17 yaşındayken Bahçesaray’a dönüp Rusça öğretmeni olarak görev yaptı. 1872’de Fransa’nın başkenti Paris’e giden Gaspıralı, bir süre ünlü Rus edebiyatçı İvan Turgenyev’in asistanlığını üstlendi.
Gaspıralı, 1880’de geldiği İstanbul’da dönemin önemli isimleri Şemseddin Sami, Ahmet Mithat Efendi ve Mehmet Emin Yurdakul ile tanıştı.
Genç Osmanlılar’dan etkilenen yazar, 1881’de memleketi Kırım’a döndü.
Osmanlı aydın çevreleriyle ilişkileri çok yoğunlaşan İsmail Gaspıralı, çeşitli İstanbul dergilerine makaleler yazdı, aydın çevreler tarafından tanınır ve muteber bir konuma geldi.
Rusya Müslümanlarıyla ilgili çok sayıda yazıyı kaleme alan yazar, Türk ve Müslüman toplumlarında eğitim reformu gerçekleştirilmesi için büyük çaba sarf etti.
Dünya Türklerinin dil birliğini savundu
Gaspıralı, okullarda Türkçe eğitim verilmesi ve ortak Türk edebi dilinin oluşması fikrini savundu. Bunun yanı sıra Türk dili konuşan toplumların birbirinden haberdar olması için milli basın organlarına ihtiyaç duyduğu görüşünü paylaştı ve bu amaçla Rus yetkililerden uzun uğraşlar sonucu izin alarak 22 Nisan 1883’te Tercüman gazetesini çıkardı.
Osmanlı Türkçesiyle hazırlanan gazetede Gaspıralı, Tatarca ve diğer Türk dillerinden de kelimeler kullandı. Önce haftada bir gün çıkan gazete, 1903’te haftada iki gün basıldı, 1912’de ise günlük hale geldi.
Tercüman, Kırım’daki ilk, Rusya Müslümanları arasında ise üçüncü Türkçe gazete oldu. Diğer gazeteler kısa sürede kapanınca Tercüman, uzun süre Çarlık Rusyası’ndaki tek Türk ve Müslüman gazetesi olarak faaliyet gösterdi.
Gazete, sınırlı tirajına rağmen Rusya’nın yanı sıra Osmanlı, İran, Balkanlar ve Kafkaslar’da aydınların devamlı okuduğu yayınlardan biri olurken Türk dünyasında da büyük bir etkinlik kazandı.
Reformist eğitimci Gaspıralı
Gaspıralı, 1884’te Bahçesaray’ın Kaytaz Ağa Mahallesi’nde yeni yöntemlerle eğitim veren bir okul açtı. Okuma, yazma ve diğer derslerin daha kolay ve pratik bir yöntemle veriliyor olması, Çarlık Rusyası Müslüman okulları için devrim niteliği taşıyordu.
Eğitim sisteminin her şeyden önce ana dilin öğretimine hizmet etmesi gerektiğini vurgulayan Gaspıralı, eğitimin dini bilgilerin yanı sıra dünyevi bilgileri de içermesi gerektiğini savundu.
İsmail Gaspıralı’nın “Usul-ü Cedid” (Yeni Yöntem) ismini verdiği bu sistem, daha sonra Kırım genelinde yaygınlaştı. Müslüman Türk kızlarının eğitiminde de öncülük yapan Gaspıralı, ilk Usul-ü Cedid kız mektebini, ablası Pembe Bolatukova’ya 1893’te Bahçesaray’da açtırdı.
Rusya Türklerinin tarihindeki ilk kadın dergisi “Alem-i Nisvan”, Bahçesaray’da 1905’te Gaspıralı’nın himayesinde, kızı Şefika Gaspıralı’nın idaresinde yayın hayatına başladı.
Aynı dönem yine Rusya’daki Türkler için hazırlanan ilk çocuk dergisi “Alem-i Sıbyan” da Bahçesaray’da, Mart 1906’da Tercüman’a ek olarak okurlara sunuldu.
Yoğun faaliyet temposu nedeniyle sağlığı giderek bozulan İsmail Gaspıralı, 24 Eylül 1914’te Bahçesaray’da vefat etti. Cenazesi, Rusya İmparatorluğu’nun dört bir tarafından gelen binlerce kişinin katılımıyla Kırım Hanlığının kurucusu Hacı Giray Han’ın türbesinin yakınlarına defnedildi.
“Dilde, işte, fikirde birlik”
Hayatı boyunca “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarına uygun yaşayan usta edebiyatçı, tüm Türk haklarını birlik ve dayanışmaya çağırdı. Türkistan, Mısır ve Hindistan’a giderek buralardaki Müslümanların eğitim çalışmalarına katıldı. Rusya Türklerinin eğitimi ve birleşmesi yolunda mücadele etti.
İsmail Gaspıralı, Tercüman gazetesinde, bütün dünya Türklüğünün anlayabileceği ortak bir edebi dil geliştirmeye çalıştı, bu edebi dilin de Osmanlı Türkçesi olmasını istedi.
İstanbul’daki hamal ve kayıkçıyla Doğu Türkistan’daki deve sürücüsü ve koyun çobanının dahi anlayabileceği bir dil hayal eden Gaspıralı, 27 Haziran 1914 tarihli İkdam gazetesinde, kendisiyle yapılan “İbret Alınacak Sözler” başlıklı söyleşide şunları kaydetmişti:
“Eğer Türkler (Anadolu Türkleri), dillerini biraz daha sadeleştirmiş, okumayı ve imlayı öğretecek şekilde ünlü harfleri kullanmaya başlamış olsalardı, 5-6 seneye kadar Rusya Müslümanlarıyla dilleri kesinlikle birleşmiş olurdu. Bundan doğacak faydaları izah etmeye gerek yoktur sanırım.”
Gaspıralı’nın başlıca eserleri arasında, “Russkoye Musulmanstvo”, “Salname-i Türki”, “Mirat-ı Cedid”, “Hace-i Sıbyan”, “Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene”, “İslamlara dair Nizamlar ve İmtiyazlar”, “Rusya Coğrafyası”, “İki Bahadır”, “Kıraat-i Türki” ve “Maişet Muharebesi” bulunuyor.
Muhabir: Ömer Faruk Yıldız