ANKARA (AA) – Filmin galası, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılacak.
Yönetmenliğini Murat Onbul’un üstlendiği filmin senaryosunu Uğur Kılıç ile Ozan Bodur kaleme aldı. Filmde Aybüke öğretmeni Nihayet Şahin, Aybüke öğretmenin babasını Caner Kurtaran, annesini ise Zeynep Kankonde canlandırdı. Filmin oyuncuları arasında Engin Hepileri, Cansel Elçin, Murat Han, Turgay Tanülkü ve Zeliha Kendirci de yer aldı.
Yapımcı İsmail Demir, senarist Uğur Kılıç, oyuncular Nihayet Şahin, Gülşah Yavuz ve Onur Yenidünya, TRT ile Bee Yapım ortaklığında çekilen filme ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Filmin her karesini gururlanarak çektiklerini belirten İsmail Demir, patlama sahnelerinde herhangi bir görsel efekt kullanmadıklarına dikkati çekti.
Tüm öğretmenlere rol model olacak bir projeyi hayata geçirdiklerini aktaran Demir, “Türkiye Yüzyılı’nın başında Cumhuriyet tarihinin ilk şehit öğretmen filmini yapmanın gururunu yaşıyoruz. Vizyoner bir öğretmenin hayat hikayesi, çocukluktan başlayıp yeni nesillere örnek olacak.” dedi.
“Aybüke öğretmen her alanda vardı”
Demir, Türkiye’de sayıları 200’ü aşkın şehit öğretmen arasında özellikle Aybüke öğretmeni seçme sebeplerine ilişkin, şunları kaydetti:
“Aybüke, öğretmenlik mesleğini kuşatan ve birçok unsurla beraber kendisinde bütünleştiren bir insandı. Bunlar nelerdi? Mesela fedakarlıktı, 22 yaşında bir kız çocuğunun, eğitim hayatını tamamladıktan sonra ilk atamasında Batman’ın Kozluk ilçesine gitmesi. Koca yürekli bir insandı. Aynı şekilde öğrencilerine tutkuyla bağlıydı. Öğrencilerine kavuşma isteğini ilk atamasından sonra o heyecanı yaşayarak gösterdi. Aynı zamanda entelektüel bir kişiliğe de sahip Aybüke öğretmen. Sanatçı olması ve müzikle ilgilenmesi hasebiyle bu konuya daha çok uygun olduğunu düşündük. Çünkü müzik ve sanat evrensel. Bu evrenselliği öğrencilere en hızlı şekilde aktarabilecek öğretmenler kategorisinde. Hayat hikayesi bizim için çok önemliydi.”
Çekimlerden önce Yalçın’ın hayatını araştırdıklarını söyleyen Demir, ailesi, arkadaşları ve şehit olduğu okuldaki öğretmen arkadaşlarıyla görüşerek yaşadığı duyguyu hissetmek istediklerini ve nelerle karşılaştığını yerinde görmek istediklerini ifade etti.
İsmail Demir, tüm öğretmenler ve öğrencilerin bu filmde kendilerinden bir şey bulacaklarını vurgulayarak, “Aybüke öğretmen her alanda vardı. İzcilik yaptı, önderlik yaptı. Birçok alanda, özellikle müzik alanında insanlara çok dokundu. Bu bizi etkileyen tarafıydı, genç yaşına rağmen. Bu işi de ekip olarak işin ruhunu hissederek çektik.” diye konuştu.
Tüm Türkiye’yi doğrudan etkileyebilecek bir film yaptıklarına dikkati çeken Demir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın riyasetinde başladıkları projeye, İletişim Başkanlığı ve TRT’nin büyük destek verdiğinin altını çizdi. Sinemada yaşanan sektörel sıkıntılara da işaret eden Demir, TRT’nin “Sektöre daha fazla ne katabiliriz?” yaklaşımıyla hep yanlarında olduğunu dile getirdi.
Yapımcı Demir, filmin Avrupa’da 6 ülkede, 100 salonda gösterime gireceğini belirterek, Azerbaycan özel gösteriminin 1 Aralık’ta devlet protokol katılımıyla gerçekleştirileceğini aktardı. Yurt dışında yer alan Türk diasporasının da filmin yayınlanması için destek verdiğini sözlerine ekledi.
“Diğer iki şehidimizin hikayesini de bu filmde birleştirdik”
Filmin senaristlerinden Uğur Kılıç, Ozan Bodur ile hazırladıkları senaryoyla tüm şehitlerin ruhunu şad edecek bir film yaptıklarını söyledi. Kılıç, mesleğe köy okulunda başlayan bir öğretmen olması nedeniyle bu projeyi daha çok özümsediğini vurguladı.
Projenin amatör ruhla profesyonel olarak gerçekleştirdiği ilk senaryo olduğunu belirten Kılıç, öğretmenlere mesleki anlamda rol model olabilecek bir filmi hayata geçirdiklerini söyledi.
Uğur Kılıç, öğrencinin gözündeki ışığa aşık olmayanların öğretmenlik yapamayacağının altını çizerek, Aybüke öğretmenin de öğrencilerinin gözündeki ışığa aşık olduğunu ama bunu sadece 6 ay kadar yapabildiğini, mesleğinin baharında şehadetle şereflenmiş bir öğretmen olduğunu aktardı.
Cumhuriyet tarihinde, bir öğretmeni başlı başına konu alan bir film yapılmadığına vurgu yapan Kılıç, şunları söyledi:
“Galanın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılacak olması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu filme ve öğretmenlik mesleğine verdiği değerin bir sembolü. Onun çok özel bir cümlesi var, ‘3 kişinin eli öpülür. Bunlardan birisi de öğretmenlerdir.’ diyor. Bu anlamda kendi ev sahipliğinde yapılacak olması da çok önemli. Filmde diğer iki şehidimizin hikayesini de bu hikayede birleştirdik aslında. Bir tanesi şehit kaymakamımız Muhammet Safitürk. Ona da çok kıymetli bir atıf var. Aybüke’den bir gün sonra şehit olan Uzman Jandarma Çavuş Soner Fazlıoğlu. Onun da hikayesini birleştirdik Aybüke ekseninde. Çok kıymetli hikayelere atıfta bulunan, çok kıymetli bir eser. Başta öğretmenler ve öğrenciler olmak üzere bütün Türkiye’nin bu filmi izlemesi gerektiğini düşünüyorum.”
“Çok değerli bir öğretmen”
Filmde Yalçın’ı canlandıran 24 yaşındaki Nihayet Şahin, Ankara Üniversitesi Tiyatro (Oyunculuk) Bölümünden bu yıl mezun olduğunu ve ilk kez bir sinema filminde başrolde oynadığını kaydetti.
Şahin, karakterine hazırlanırken duygusal bir süreç geçirdiğini belirterek, “Aybüke’nin hayat hikayesi aslında herkesin duygulanabileceği çok hassas bir konu. Onu araştırdım, hayatına dair her şeyi okumaya, izlemeye çalıştım.” dedi.
Sette çekimler sırasında Yalçın’ın ailesiyle bir araya geldiğini dile getiren Şahin, şu bilgileri verdi:
“Duyguluydu o anlar benim için. Aybüke hayata veda etti ama anne, babası hayatta. Anne ve babasıyla karşılaşmak, filmi izlerken ne hissedip, ne düşünecekleri benim için çok önemliydi. Umarım filmi severler. Ben, onu anlayabilmek, hissedebilmek için elimden geleni yaptım. Anne, babası da izlediklerinde kızlarının öğretmenlik yaptığı o süreçte nelere imza attığını görür ve bir kere daha gurur duyar. Aybüke’nin annesi hem fiziksel olarak hem gülümseyişim hem de enerji olarak beni kızına çok benzettiğini söyledi. Bu beni çok mutlu etti. Aybüke’ye de benzemek isterim. Bence çok özel bir kız, çok değerli bir öğretmen.”
Oyuncu Şahin, Yalçın’ın ailesinin her zaman kendisini desteklediğini ifade ederek, filmde her seyircinin kendisinden bir şey bulabileceğinin altını çizdi.
“Bütün oyuncu arkadaşlarımla başka duygularla bu filmi çektik”
Yalçın’ın en yakın arkadaşı Buket öğretmeni canlandıran Gülşah Yavuz da Buket’in enerjisinin çok yüksek olduğunu belirterek, “Yönetmenimiz Murat Onbul, karakteri çok yüksek işlemem gerektiğini söylemişti ve bu yönde çalışarak, karaktere hazırlandım, elimden geldiğince.” diye konuştu.
TRT’ye ortak yapımcılığından dolayı teşekkür eden Yavuz, “Aybüke’nin hikayesini işledikleri, bizlere bu projede yer verdikleri için çok teşekkür ederim. Çok kıymetli bir iş. Bütün oyuncu arkadaşlarımla başka duygularla bu filmi çektik, buna eminim. Yani herhangi bir film projesi gibi değildi. Benim de ilk uzun metrajım.” ifadelerini kullandı.
Yavuz, çekimler sırasında duygusal anlar yaşandığını aktararak, şunları kaydetti:
“Seyircilerin Aybüke’nin cesaretini hatırlamaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Çünkü ilk kez tayininin çıktığı bir yerde, o yaşında birçok meseleye baş kaldırıyor ve öğrencileri için elinden geleni yapıyor. Sonunda da şehit oluyor. Ruhu şad olsun. Biz yaşamda cesur olmayı birazcık unuttuk. Oralara tutunmayı unuttuk. Bunları hatırlayacağız. Bütün öğrenciler, öğretmenler, herkes için söylüyorum; film tüylerinizi diken diken edecek.”
“Senaryo aşamasından çekim esnasına kadar ben herkesten daha fazla duygusaldım”
Oyuncu Onur Yenidünya ise filmde Aybüke öğretmeni öldüren kötü bir karakteri oynadığını belirterek, “İzleyicilerimiz filmden sonra bana kızmasın. Film çok duygu yüklü bir film. Ben işimi yaptım. Fakat emin olsunlar senaryo aşamasından çekim esnasına kadar ben herkesten daha fazla duygusaldım.” dedi.
Güzel bir iş ortaya çıkarttıklarını söyleyen Yenidünya, sözlerine şöyle devam etti:
“Böyle bir projeye imza attıkları için TRT’ye, yönetmenimize, senaristimize canı gönülden teşekkür ediyorum. Ben de bu projenin içerisinde yer almaktan son derece mutluyum. Umarım biz emaneti teslim ettikten sonra da insanlar teveccüh gösterip filmi layık olduğu yere taşır. Bu arada bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun. Hepsi baş tacı.” değerlendirmesinde bulundu.
Muhabir: Kübra Ağaçyetiştiren,Aişe Hümeyra Akgün