Alternatif Sağlık-Sen Genel Başkanı Tamer Bayrak, bugünlerde gündem olan yenidoğan çetesi ile ilgili ilk ihbarın 2019 yılında yapıldığını ancak bu olayı o tarihte üzerinin kapatıldığını açıkladı.
Alternatif Sağlık-Sen Genel Başkanı Tamer Bayrak dan yeni doğan çetesi ile ilgili gündeme olacak bir açıklama geldi. Alternatif Sağlık-Sen Genel Başkanı Bayrak, yeni doğan çetesi yapılanmasının, 2019 yılında hastane isimleri verilerek İstanbul Sağlık İl Müdürlüğü’ne ihbar edildiğini söyledi. Yeni doğan çetesi ile ilgili açıklama yapan Alternatif Sağlık-Sen Genel Başkanı Tamer Bayrak, sendika danışmanı Hüseyin Ayhan’ın 2019 yılında yazdığı Sağlıkta Yazdıklarım adlı kitapta ‘Çocuklar ve Hastalar Ölüyor, Devlet Soyuluyor’ başlığı ile 5 yıl önce yeni doğan çetesinin varlığına dikkat çektiğini belirtti.
İHBAR 11 YIL ÖNCE YAPILDI…
Bayrak yaptığı açıklamada, “Bazı özel sağlık kuruluşlarının nasıl bu kadar büyüdüğünü, bazı kurumların şehir hastanelerinde nasıl ihaleye girdiğini ve özel hastanelerin bazılarında tedavi odaklı değil para odaklı işlem yapıldığı sadece SSK’dan alınan paranın esas alındığını, hasta ölümlerine sebebiyet verildiğini ve bu kuruluşlarının bazılarından isimleri şu şekilde diyerek 7 özel hastane ve 3 Diyaliz Merkezinin, 2 Özel Laboratuvarın ismi bu kitapta ve yapılan ihbarda verilmiştir. Bugün baktığımızda bu yedi hastanenin isimleri basına yansıyan hastaneler arasında yer almaktadır. Aslında bu durum 2023 yılından önce ihbar edilmiş. Yine 2013 yılında İstanbul’da Arnavutköy Devlet hastanesinde aynı günde VRE ile ölen altı hasta ile ilgili, Gaziosmanpaşa Savcılığına başvurulurken, ne yazık ki o dönem bu olay kapatılmış ve takipsizlik verilmiştir.” dedi. ÖZEL HASTANELER DENETLENMİYOR
Yeni doğan çetesinin bugün çökertilmesinde tehditlere boyun eğmeyen savcının önemli rolünün olduğunu kaydeden Alternatif Sağlık-Sen Genel Başkanı Tamer Bayrak, konuya ilişkin açıklamasında şunları dile getirdi:
“Eğer savcı kişi ve siyasi baskılara boyun eğmiş olsaydı, halen bu çete bu devleti soymaya devam edecekti. Savcı beyi kutluyoruz. Yukarıda da anlattığımız bilgiler irdelendiğinde sağlık sistemimizin bir günde bu duruma gelmediği, ne yazık ki sistematik olarak süregelen bir çarpıklaşma ve devleti ekonomik olarak sömürme, SGK ’nın yüzde 200’ün üzerinde ilave ücret talebini denetleyememesi ve hasta sağlığının hiçe sayması bu yaşananların ana sebebidir. Artık bazı sorunlarla yüzleşmemiz gerektiği çok net ortadır. Bilhassa özel hastanelere karşı denetimsizlik, ticarileşme, sağlık hizmetlerinde kaliteyi düşürmüş kamu hizmetlerinin sunumunda pek çok eşitsizliği derinleştirmiştir. Sağlıkta dönüşümün ülke ve sağlık çalışanları menfaatine olmadığını bir kere daha görmüş olduk.”
haber: üç hilal tv