İSTANBUL (AA) – Maslak’taki Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nin Güler ustası, elinde zımpara ve boya tabancasıyla kendisine emanet edilen araçları ilk günkü haline döndürüyor.
Azmi ve başarısıyla takdir edilen Güler Caba, meslek ve kariyer planı yapan gençlere de örnek oluyor.
Küçük yaşlarda çırak olarak başladığı işinde kendini geliştiren Caba, mesleğiyle ilgili lise ve üniversite eğitimini de tamamladıktan sonra sektörün aranan ustalarından biri oldu.
Otomotiv sektörünün önde gelen firmalarında çalışan Caba, Türkiye’nin yerli otomobil üretiminde de yer almak isteğini CİMER’e yazınca 1,5 yıl Togg fabrikasında çalıştı.
Üç çocuk annesi Güler usta, bir yandan da evinin işlerini titizlikle yapıyor.
Ustası “hevesi geçsin” diye yanına aldı
Güler Caba, AA muhabirine, yaptığı işin zor olduğunu ancak ortaya çıkan sonucun kendisini mutlu ettiğini söyledi.
Çocuk yaşta büyük bir heyecanla çıraklığa başladığında, bu işi yapabileceğine ustasının bile inanmadığını aktaran Caba, “Bana işi öğreten usta, ‘hevesi geçsin’ diye beni yanına almıştı. Daha sonrasında bakmış ki ben yapıyorum, hırs, azim ve mutluluk var, devam ettirmiş. Sonrasında liseye yönlendirildim, otomotiv boya bölümünü okudum ve stajımı büyük bir kurumsal firmada yaptım.” dedi.
Bazı ebeveynlerin çocuklarına “okumazsan sanayiye veririz” demesini eleştiren Caba, okumadan ve bilgi sahibi olmadan mesleğinin yapılmasını doğru bulmadığını, her mesleğin bilinçli yapılması gerektiğini vurguladı.
“Yapamazsın” diyenlere inat usta oldu
Kadın olarak erkeklerin egemen olduğu bir sektörde yer edinmenin zorluklarına değinen Caba, “Sen bu mesleği yapamazsın, gücün yetmez” gibi söylemlerle çok karşılaştığını aktardı.
Caba, “Benim başladığım dönemlerde kadın istihdamı bu zamanki gibi değildi. Kendimi şoför Nebahat gibi hissediyordum.” değerlendirmesinde bulundu.
Mesleğinin ilk yıllarında erkeklerle aynı işi yapmasına rağmen kendisine daha az ücret ödendiğine dikkati çeken Caba, “Erkeğe o zamanın parasıyla 800 lira veriliyorsa, bana 500 lira veriliyordu. Sayısal olarak ondan çok iyi, çok güzel yapsan da ‘kadınsın, saçın uzun, aklın kısa, gücün yok’ gibi bahaneler her zaman önüme serilirdi.” diye konuştu.
Tecrübe kazanıp işi çok iyi yapmaya başladıktan sonra erkeklerle arasında rekabet durumu oluştuğunu ifade eden Caba, bu kez de kendisini bertaraf etmek için yapılan uğraşlarla ve psikolojik baskılarla mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti.
Üzerindeki baskılar yüzünden gelgitler yaşadığını, özellikle lise sonrası mesleği bırakmayı düşündüğünü anlatan Caba, “Sen bunun için mi okudun ve çırpındın. 3-5 kişi ‘yapamazsın’ dedi diye gidemezsin” şeklinde sözlerle, kendi kendini motive ettiğini dile getirdi.
Vazgeçmeyi kendisine yediremediğini söyleyen Caba, zorluklara karşı güçlü olmak, dayanmak ve inatlaşmak gerektiğinin altını çizdi.
Araba boyamayı makyaj yapmak gibi görüyor
Devletin son dönemlerde kadın istihdamına büyük önem verdiğini vurgulayan Caba, “Eskiden kurumsal firmalara giderdim, başvururdum. Dönüp bakmazlardı. Şimdi hepsi ‘gel’ demeye başladı. Çünkü kadın istihdamına devlet tarafından da bir destek sağlandı. Devletimize çok teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Sanayide usta, evinde ise anne olduğunu kaydeden Caba, “Evli ve üç çocuk annesiyim. En büyük oğlum 17 yaşında. Üç oğlum da ‘Kadın bu mesleği yapar mı?’ demiyor. ‘Kadın yapar’ mantığıyla büyümüş çocuklar… Evde üzerimi değiştirmeden kendimi mutfağa atıyorum. Bulaşık topluyorum. ‘Üzerimi değiştirene kadar çay kaynasın’ diyorum. Sürekli bir tempo. Belli bir saatten sonra sızdığımı biliyorum.” şeklinde konuştu.
Güler Caba, meslek ve kariyer planı yapan genç kızlara ise şu tavsiyelerde bulundu:
“Önce duygusal olarak kendilerini hazırlasınlar. ‘Güçlüyüm’ desinler ve ne söylenirse söylensin işe odaklanacak, işi öğrenmeye ve yapmaya çabalayacaklar. Benim alanım boya olduğu için, bu işi çok seveceklerini düşünüyorum. Pis gözüküyor ama makyaja benziyor. Yüzlerine makyaj yapmayı seviyorlar. Küçücük parmaklarımıza oje sürüyoruz. Bu yetenek kimde var? Oto boya alanı tam genç kızlarımıza, kadınlarımıza özel bir meslek.”
Muhabir: Koray Taşdemir
