‘Yenidoğan çetesi’ davası kapsamında kapatılan Özel Bağcılar Şafak Hastanesi’nde çalışan Doktor Satıcı’ya 5 ay boyunca hak edişleri verilmedi. Babası yerine görüşmeye giden Ender Satıcı, hastane personelince darbedildiğini iddia etti. Bilirkişi raporunda ise olaya dair kamera görüntülerinin hastaneye ait çıkmadığı aktarıldı.
Sağlıkta özelleştirme politikaları nedeniyle hastanelerde yaşanan skandalların önü arkası kesilmiyor.
Son örnek İstanbul Bağcılar’daki ‘Yeni Doğan Çetesi’ davası kapsamında kapatılan Özel Bağcılar Şafak Hastanesi’nde yaşandı. 2020 ila 2024 yılları arasında hastanede göz polikliniğini işleten Prof. Dr. Ahmet Satıcı’ya Ekim 2023’ten Şubat 2024’e dek hak edişleri verilmedi.Ödemelerin yapılmaması üzerine uzun süre süren görüşmelerde anlaşma sağlanamazken 29 Şubat 2024’te Satıcı’nın oğlu Ender Satıcı iddiaya göre Özel Avrupa Şafak Hastanesi çalışanlarınca darbedilirken aynı zamanda eşyaları gasp edildi. Satıcı’nın iddiasına göre 3 Şubat 2024’teki toplantıda hak ediş ücretlerini almadan Ahmet Satıcı’nın istifası istendi. Satıcı’nın teklifi kabul etmemesi üzerine Özel Bağcılar Şafak Hastanesi’nin yöneticisi C.T.Ö ve Özel Avrupa Şafak Hastanesi’nin sahibi S.Ö.’nün 500 bin TL karşılığında hastanenin göz polikliniğini kendilerine kiralayabileceğine dair teklif sunduğunu iddia eden Ender Satıcı, “Bu teklifi babam kabul etmedi ve biriken alacaklarını vermelerini istedi” dedi.
‘ELEKTRONİK CİHAZLARA EL KONULDU’
12 Şubat 2024’te söz konusu hastanenin sahibi S.Ö.’nün de katıldığı bir toplantı daha düzenlendi. Satıcı, “S.Ö. babama ‘Alacağının yarısından vazgeçmezsen seni hiç bir hastanede çalıştırmam. Bütün özel hastanelerle bağlantım var, benim çevrem çok geniş. Cumhurbaşkanının bile bende numarası var’ demiş. Babam haklarından vazgeçmeyeceğini söyleyince ‘Madem alacağının yarısından vazgeçmiyorsun cihazlarını da alacağım’ demiş” diye konuştu. İddianamede yer alan bilgiye göre toplantıda uzlaşma sağlanamaması üzerine S.Ö.’nün talimatı ile Satıcı’nın kendi tedarik ettiği poliklinik cihazları personel tarafından alıkonuldu. İddianamede ayrıca bu olaya ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında ifadesi alınan Ö.Y.’nin makineleri almadan önce görüştüğü ‘Yenidoğan Çetesi’ davası şüphelilerinden Mustafa Kazan’ın talimatı S.Ö.’den aldığını söylediğini aktardı.
‘BORÇLU GÖSTERMEYE ÇALIŞTILAR’
13 Şubat 2024’te S.Ö. ile Ender Satıcı arasında Özel Avrupa Şafak Hastanesi’nde yeniden bir görüşme gerçekleştirildi. Satıcı’nın iddiasına göre burada S.Ö., Doktor Ahmet Satıcı’nın borçlu olarak gösterildiği iki ayrı senedi imzalatmaya çalıştı. Satıcı, S.Ö.’nün “Bu çekleri imzalarsanız cihazlarınızı veririm, doktorun da hastanede çalışmaya devam etmesine izin veririm böylece hak ediş ücretlerini almasına fırsat tanırım” dediğini ileri sürdü. Babası yerine imza atma yetkisi olduğunu söyleyen Satıcı, söz konusu çeklere imzalamayı reddettiklerini ifade etti.
29 Şubat 2024’te Ender Satıcı, hastanede şüpheli S.Ö. ile yaptığı görüşmenin ses kaydının, babasına ait cihazların alındığı ana ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinin ve hak edişlerine dair belgelerin yer aldığı tablet ile S.Ö. ile görüşmek üzere Özel Avrupa Şafak Hastanesi’ne gitti. Satıcı burada S.Ö. ile yaptığı görüşme sırasında konuştuklarını kaydettiğini ifade etti. S.Ö.’nün tableti almaya çalıştığı ancak alamayınca personel ile Satıcı’yı koridorda yere atarak şüpheli T.G.’nin Satıcı’ya sakinleştirici ilaç olan “diazem” enjekte edildiği iddia edildi. Satıcı’nın ifadesinin de yer aldığı iddianamede, Satıcı’nın iğne yapılmak için kolları ile bacakları tutulurken tabletinin, kolundaki akıllı saatin ve telefonunun şüphelilerce alındığı belirtildi. Şüpheliler daha sonra alınan ifadelerinde “iğneyi tıbbi gerekçelerle yaptıklarını” ileri sürdü.
KAMERA KAYITLARI DEĞİŞTİRİLDİ
Ancak yaşananlar bununla da sınırlı kalmadı. Satıcı’ya olay yerinden kaçmaya çalışırken şüpheli M.A. tarafından başka bir odaya götürülerek burada başka bir hemşire tarafından ikinci kez sakinleştirici iğne yapıldı. Olay yerine polisin gelmesi üzerine ise olay sonlandı. Polisin olay yerine gelmesiyle birlikte Satıcı’nın telefonu kendisine teslim edildi. Ancak tablet ve akıllı saatin Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) kayıtları incelendiğimde Satıcı’nın hastanede bulunduğu süre zarfında hastaneden ayrıldığı görüldü.
İddianameye göre, olayın soruşturulması için hastaneden güvenlik kameralarının görüntüleri istendi. Ancak Özel Avrupa Şafak Hastanesi tarafından teknik servise verildiği iddia edilen görüntülere el konulduğu belirtilen iddianamede güvenlik kamerası içerisindeki görüntülerin hastaneye ait olmadığına dikkat çekildi. Bilirkişi raporuna göre görüntülerin bir markete ait olduğu belirlendi. Aynı zamanda incelenen bir başka kamera kaydı görüntülerinin ise yine hastaneye değil, farklı bir işyerinde ait olduğu aktarıldı.
Bilirkişi raporunda kamera kayıtlarına format atıldığı veya içerikte bulunan görüntülerin değiştirildiği ya da kayıt cihazı ve telefonun değiştirilmiş olabileceği vurgulandı. Polis geldiğinde geri verilen telefondaki ses kaydı, savcılık tarafından bilirkişi ile raporlandırılmış ve ses kaydında Ender Satıcı’nın tehdit edildiği elindeki cihazların alınması ve verilerin silinmesi için Seçim Ö.’nün emir verdiği bilirkişi raporu ile belgelendi.
İDDİALARIN HEPSİNİ REDDETTİLER
Cevap hakkı için aradığımız Özel Avrupa Şafak Hastanesi’nin sahibi S.Ö. ve Hastane Müdürü E.B. haklarındaki iddiaları reddetti. E.B. “Ben yaşananları polise şahit olarak anlattım, kendisini tanımıyorum” dedi. “Olay gününe dair kamera görüntüleri değiştirildi mi?” diye sorduğumuz E.B. bu iddiaları da yalanladı.
14 sanık hakkında “Silahla işyerinde yağma”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlamasıyla kamu davası açıldı. Davanın ilk duruşması 6 Mayıs’ta İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.30’da görülecek.
SAHTE ÇEK DÜZENLENDİ
İstanbul Bahçelievler JFK Hastanesi’nde 2001-2010 yılları arasında çalışan Doktor Nadide Korkut, aralarında S.Ö.’nün de bulunduğu 6 kişi tarafından dolandırıldığı iddiasıyla dava açtı. Haziran 2010’da 6 ay boyunca mali haklarının verilmemesi üzerine dava açan Korkut’a Bakırköy 19. İş Mahkemesi, 253 bin TL ödeme yapılmasına hükmetti. Ancak 20 Şubat 2015’te S.Ö., H.G. ve P.H. ödemeleri gereken 253 bin TL’nin 200 bin TL’sini banka yoluyla, 53 bin TL’sini ise elden vermek istediklerini belirtti. Bu teklifi kabul eden Korkut’a boş bir kâğıda imza attırıldı. Bu kâğıdın, alacaklısı M.Ö., borç miktarı da 752 bin TL olarak senede dönüştürüldüğü iddianamede yer aldı. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 sanığı “kurum ve kuruluşları, tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlamasıyla 10 ay hapis ve 5 gün adli para cezasına çarptırdı. Hükmün açıklanması geri bırakıldı.
haber: üç hilal tv