Hindistan, Çarşamba sabahının erken saatlerinde Pakistan ve Pakistan yönetimindeki Keşmir’deki dokuz tesise füze saldırıları düzenleyerek, Hindistan ile Pakistan arasında uzun süredir devam eden gerginliği önemli bir çatışmaya dönüştürdü.
Görünürde bu, 22 Nisan 2025’te Jammu ve Keşmir’in Pahalgam kentinde gerçekleşen ve 26 kişinin ölümüne yol açan, Hindistan’ın Pakistan’ı sorumlu tuttuğu terör saldırısına yanıttı.
Hindistan’ın tepkisi hızlıydı. Pakistanlı diplomatları sınır dışı etti, İndus Suları Anlaşması’nı askıya aldı, sınırları kapattı ve Pakistanlı vatandaşların vizelerini iptal etti. Pakistan, Simla Anlaşması’nı askıya alarak, hava sahasını kapatarak ve ticaret kısıtlamaları uygulayarak misilleme yaptı. Bu misilleme önlemleri, on yıllardır var olan iş birliği çerçevelerini ortadan kaldırarak ikili ilişkileri tarihi bir düşük seviyeye taşıdı.
Pakistan, Hindistan’ın Pakistan’ın olaydaki rolüne dair kanıt sunması gerektiğini ve Pakistan’ın tarafsız ve güvenilir bir uluslararası soruşturmaya hazır olduğunu belirtmişti.1999’daki Kargil krizlerinde olduğu gibi geçmişte topyekün savaşı engelleyen
caydırıcılık hâlâ sınırlayıcı bir faktör olmaya devam ediyor, ancak 2019’dan bu yana sınırlı saldırılar için eşik düşürüldü. Çatışma, tam ölçekli bir savaşa dönüşmese de, tarihi anlaşmazlıklar, bölgesel jeopolitik ve iç baskıların yönlendirdiği Hindistan-Pakistan rekabetinin devam eden zorluklarını vurguladı.
7 Mayıs’a kadar durum askeri olarak tırmanmıştı. Hindistan, 1971’den beri görülmemiş bir önlem olarak yedi eyalette sivil savunma tatbikatları gerçekleştirdi ve olası düşmanlıklara hazırlık sinyali verdi. Kontrol Hattı (LoC) boyunca çatışmalar yoğunlaştı ve her iki tarafta da silahlı çatışmalar ve can kayıpları bildirildi. Hindistan füze saldırılarından sonra Pakistan ordusu, misilleme olarak 5 Hint jetini 14 İHA yı düşürürek misilleme yaptı aslında bu misilleme sonucu sadece hint yönetimi zarar görmedi Fransa Savaş sanayisi de zarar gördü.
Bu çatışmanın kökleri, 1947 bölünmesinden bu yana bir çatışma noktası olan çözülmemiş Keşmir anlaşmazlığında yatmaktadır. Başbakan Narendra Modi, Hindu milliyetçi gruplarının iç baskısı altında, saldırının “destekçilerini cezalandırma” sözü vererek Baskılar nedeniyle sert bir duruş benimsedi. Ekonomik kırılganlık ve siyasi istikrarsızlıkla boğuşan Pakistan, liderlerinin Hindistan’ın eylemlerini saldırganlık olarak çerçevelemesiyle savunmacı bir şekilde yanıt verdi.
Küresel tepkiler karışık ama acil. ABD, Dışişleri Bakanı Marco Rubio aracılığıyla saldırının soruşturulmasında itidal ve iş birliği çağrısında bulunurken, Pakistan’ın yakın müttefiki olan Çin ve Türkiye diyalog çağrısında bulundu. Ancak Hindistan’ın stratejik açılımı, gerginliği azaltma arayışından ziyade İsrail gibi olası askeri eylemi meşrulaştırmaya odaklanmış gibi görünüyor. Pakistan tarafından ‘savaş eylemi’ olarak nitelendirilen İndus Suları Antlaşması’nın askıya alınması, Pakistan’daki sel ve su kıtlığı raporlarının insani endişeleri körüklemesiyle meseleleri daha da karmaşık hale getirdi.
Analistler, 1999’daki Kargil gibi geçmiş krizlerde tam kapsamlı savaşı önleyen nükleer caydırıcılığın kısıtlayıcı bir faktör olmaya devam ettiğini, ancak sınırlı saldırılar için eşiğin 2019’dan beri düştüğünü belirtti. Kriz ayrıca bölgesel istikrarı bozarak ticareti, teknoloji yatırımlarını ve küresel piyasaları etkiledi ve yatırımcılar Hindistan ve Pakistan rupilerindeki oynaklığa karşı koruma sağladı.
Bugünkü Hindistan-Pakistan çatışması, süregelen anlaşmazlığın oynaklığının çarpıcı bir hatırlatıcısıdır. Nükleer caydırıcılık ve uluslararası baskı daha geniş bir savaşı önleyebilirken, misilleme ve güvensizlik döngüsü devam etmektedir. Sürdürülebilir barış, bölge küresel bir çatışma noktası olarak kalmasın diye diyalog, güven oluşturma önlemleri ve militanlığın temel nedenlerinin ele alınmasını gerektirir.
Bharatya Janata Partisi (BJP) hükümeti, iç desteğini sağcı Hindu milliyetçisi ‘Hindutva’ gündemine borçludur. Hindistan’daki azınlıklara, özellikle Müslümanlara düşmanca politikalar yürütmüştür. Afganistan’dan Bangladeş’e kadar geniş bölgeleri kapsayacak şekilde ‘Akhand Bharat’ı gerçekleştirmeye inanmaktadır.
Hindistan, güçlülerin yasalara ve kurallara uymayarak yasallık ve ahlaka dayanmayan sonuçlara ulaştığı mevcut belirsiz küresel ortamda fırsatlar görüyor. Bu anlamda, küresel güçleri taklit ediyor gibi görünüyor.
Ancak nükleer bir bölgede tırmanışın sınırları vardır. Pakistan bu saldırılara ‘kendi seçtiği zaman ve yerde’ yanıt vermeyi seçti. Pakistan’ın Hindistan’a karşı misilleme amaçlı füze saldırıları yapması beklenebilir ve bunun daha fazla tırmanacağını tahmin etmiyorum çünkü Dünya lideriyim diyen Trump her nedense bu çatışmada sesi çıkmadı sebebi Hint yönetimine desteğini açıklasa karşısında sahada Başta Çin olmakla beraber Türkiye -Afganistan-kuzey Kore gibi ülkeleri karşısında göreceği için Sözde Dünya lideri Trump dilini yutarak oturuyor ayrıca bu çatışmada Benim görüşüm sorun 2 Nükleer ülke diyorlar dünyanın süper güçleri dahi Nükleer füze aktive butonuna basmaya cesaret edemez bu sadece medya goy goycularının tv lerde konuşma metinleri Avrupa ve Asya ve Amerikan kıtası ülkelerinin bu çatışmada Nükleer bir tehditten çekinmiyorlar 1.5 milyar nüfuslu hintlililerin Ağır Çatışma ve Savaş durumu nedeniyle Savaş mağdurları Göçünden çekindiklerinden dolayı bu olayı savaş seviyesine getirmeden iki ülke arasında diyaloglar kurarak bu çatışmayı durduracaklarını ön görmekteyim.
Not: Bir Düşünün 400 milyon savaş mağduru Hintli Amerika,İngiltere,Avrupa ve iskandinav ülkelerine mülteci olarak göç etmeye çalışıyor sizce Süper güçlere Nükleer mi tehdit veya Mültecilermi? Bu nedenle benim görüşüm bu olay 1 hafta içinde itidalle yumuşayacaktır.
ADEM YAŞAR