İSTANBUL (AA) – Başrolünü Ecem Uzun’un üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Bekir Behrem, Hakan Yufkacıgil, Ernest Malazogu, Aslı İçözü, Serdar Bordanacı, Hülya Aydın, Şehsuvar Aktaş ve Hazel Torlak yer alıyor.
Dünya prömiyerini 49. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapan film, 61. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Dr. Avni Tolunay Özel Ödülü”, “En İyi Sanat Yönetmeni” ve “Cahide Sonku Ödülü”nü aldı.
Film, 12. Boğaziçi Film Festivali’nde ise “En İyi Senaryo” ve “FİYAB En İyi Yapımcı” ödülüne değer görüldü.
“Film, izleyiciyi duygusal bir deneyime çıkarıyor”
AA muhabirine açıklamada bulunan yönetmen Belkıs Bayrak, filmin eylül ayından itibaren dünyanın farklı yerlerinden izleyicilerle bir araya geldiğini, anlatılan kadın hikayesinin dünyanın her yerinde bir karşılığı olduğunu söyledi.
Bayrak, filmin sinematografik tercihleri, oyunculuğu, senaryo biçimiyle ilgili de övgü dolu sözler aldıklarını aktararak, “Aslında ben bu filmi bir mesaj kaygısıyla çekmedim ama izleyiciyi duygusal bir deneyime çıkarıyor. Bu deneyim de çok kolay bir deneyim değil.” dedi.
Filmde izleyicilere başka bir pencere açtıklarına işaret eden Bayrak, “Umarım o pencereden Gülizar’ı ve Gülizar gibi suskun kadınları biraz olsun daha yakından tanıyabiliriz. Bağımsız sinemada vizyonun, hem bir heyecan hem de buruk bir tarafı oluyor. O yüzden imkanı olan herkesin filmi özellikle beyazperdede görmesini çok isterim.” ifadelerini kullandı.
Belkıs Bayrak, “Parlaktan Daha Parlak Bir Söz” adlı yeni filmi üzerine çalıştığını dile getirerek, iki yıl içerisinde çekimlere başlamayı planladıklarını belirtti.
“Taraklı ile Prizren coğrafi olarak çok benziyor”
Filmin başrol oyuncusu Ecem Uzun, filmde canlandırdığı Gülizar’ın klostrofobik bir dünyasının olduğunu söyleyerek, “Kendi ailesinden ayrılmaya karar veriyor ama bunu ayrılmak için de yapmıyor. Aşık da oluyor. O yüzden de Emre’nin yanına Kosova’ya gidiyor. Kendi bir aile kurmak istiyor ama kurduğu bu ailede de bir anda otoriteyle yine karşılaşıyor. Orada terk ettiği anne figürünün bir başka versiyonuyla karşılaşıyor.” diye konuştu.
Uzun, filmin bir kısmının Sakarya Taraklı’da, bir kısmının da Kosova’da çekildiği bilgisini vererek, “Taraklı ile Prizren coğrafi olarak çok benziyor. Eğer gideceğin yerin dilini bilmiyorsan, dilini bildiğin bir yerden gitmek biraz zor. Gülizar, kaldığı yerde de çok yabancı bir sıkışmışlığın içinde. Gittiği yerde de öyle oluyor.” dedi.
“Set sürecinde sıkışmış bir dünya içerisindeydik”
Filmde “Emre” karakterini oynayan Bekir Behrem, uluslararası festivallerden gelen yorumlardan dolayı çok mutlu olduğunu ifade ederek, “‘Türk ya da dünya sinemasında çok görmediğimiz, alışık olmadığımız bir erkek karakteri gördük’ diye yorumlar aldım. Bunun iyi anlamda olduğunu belirttiler. Çok fazla gördüğümüz, erkek egemen bir toplum ve dünyada kadının daha kenara itildiği hikayelerin dışında onlara benzemeyen bir hikaye.” değerlendirmesini yaptı.
Behrem, çekimlerden 2 yıl sonra filmi izleyebildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“İzledikten sonra derin bir nefes aldığımı fark ettim. Sonrasında Antalya’da Ecem ile beraber izlediğimizde o da aynı şeyi hissetmiş. Set sürecinde sıkışmış bir dünya içerisindeydik. O dünyaya o kadar alışık hale geldik ki zaten amaç oydu. Galiba metafor bile değil, hocamız tarafından derin nefes almamız yasaktı. Bunun da tabii ki bir amacı var çünkü rahatlamak yasaktı. Bunun bize, oyunumuza, sahnelerdeki o birbirimizle diyaloğumuza faydası oluyordu. Hikayeyi zaten tek kelimeyle açıklayacak olursak sıkışmışlık. Gülizar’ın içinden kurtulamadığı o sıkışmışlığın sessizliği aslında Emre’ye de sirayet ediyor.”
Oyuncu Hazel Torlak ise filmde Gülizar’a bir o kadar yakın ama bir o kadar da uzak hisseden bir kız kardeş figürünü canlandırdığını dile getirerek, “Çok küçük bir kız kardeş, bıcır bıcır evlilik hevesi var. Bir noktada ablası da evleneceği için çok mutlu. Benim için gerçekten çok harika bir deneyimdi ve beni zorladı. Ecem’le yer almak bu filmde beni çok mutlu etti ve herkes çok çalıştı.” şeklinde konuştu.
“Gülizar” filmi hakkında
Filmin yapımcılığını Mehmet Bahadır Er, Belkıs Bayrak ve Murat Yaşar Bayrak üstlenirken, görüntü yönetmenliğini Kürşat Üresin, kurgusunu da Selin Eren Şahin yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, TRT ve Kosova Sinematografi Merkezinin desteğiyle hayata geçen yapım, Anadolu kasabasından Kosova’ya doğru büyük hayallerle yola çıkan Gülizar’ın hayatına odaklanıyor.
Umutla başlayan ancak karşılaştığı zorluklarla yön değiştiren bu yolculuk, izleyiciye bir kadının yeniden ayağa kalkma mücadelesini aktarıyor.
Filmin müziklerine Kanan Rustamli, ses tasarımına ise Alexandru Dumitru imza attı.
Muhabir: Özlem Limon
