İSTANBUL (AA) – Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Bloomberg HT tarafından düzenlenen “Sürdürülebilir Tarım ve Gıda Zirvesi”ndeki konuşmasında sektörde yaşanan gelişmeler ve hayata geçirilmesi planlanan konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gıda arz güvenliği konusunun sadece jeneriklerde, köşe yazılarında, televizyon programlarında veya farklı platformlarda yer alan bir konu olmadığını, artık herkesin konusu olduğunu belirten Yumaklı, doğru bir şekilde ilgilenme, doğru bir şekilde bilgilendirme ve bütün bunları paylaşmanın son derece kritik olduğunu söyledi.
Yumaklı, hangi ortam olursa olsun, netice itibarıyla gıda söz konusu olduğunda mutlaka çözüm yolunun bulunabileceğini ifade ederek, “Türkiye, farklı bölgelerinde, farklı zamanlarda, farklı tarihsel üretimin yapılabildiği, toprağıyla, suyuyla, havasıyla, insanıyla son derece önemli potansiyele sahip bir ülke. Çok önemli bir lojistik kavşaktayız biz. Dünyanın nüfusunun büyük bir bölümüne birkaç saatlik uçuşla ulaşabiliyoruz.” diye konuştu.
Dünyada hiçbir ülkenin kendi kendine yeterli olamayacağına işaret eden Yumaklı, “Her dönemi kendi şartları içerisinde konuşalım. Bugün itibarıyla ülkemizin sınırları kapansa biz Türkiye’de hiçbir şekilde stratejik ürünler başta olmak üzere bizim tüketim alışkanlıklarımıza bağlı olarak herhangi bir ürünün eksikliğini, yokluğunu çekmeyiz. Böyle bir üretim gücümüz var.” dedi.
“Üretim gücümüzü daha ileri götürmek gibi bir yükümlülüğümüz var”
Bakan Yumaklı, birçok başlıkta çok çalışmaya, ilerlemeye ve gelişmeye ihtiyaçlarının da olduğunu aktararak, görevlerinin de bunu gerçekleştirmek olduğunu kaydetti.
Tarımda sadece bugünleri konuşmadıklarını, gelecek 25 yılı, 50 yılı konuştuklarını ifade eden Yumaklı, “Dolayısıyla aynı bu minvalde üretim gücümüzü şu andaki seviyesinden daha ileri götürmek gibi bir zorunluluğumuz ve yükümlülüğümüz var.” ifadelerini kullandı.
Yumaklı, 4. Tarım Orman Şurası’nda alınan kararlar ve eylem planlarının takvimiyle birlikte yayınlanacağını dile getirerek, şunları aktardı:
“Arkadaşlar çok yoğun bir çaba sarf ediyorlar. En kısa zamanda yayınlayacağız. Burada da bütün tarafların, paydaşların, toplumumuzun şeffaf bir şekilde bunları takibini sağlamış olacağız. Bugün uyguladığımız birçok konu hem zihinsel temelde hem de eylem planında, önceki dönemlerde yapılan çalışmaların güncellenerek ve elbette vizyonumuzla uygun olarak hayata geçirilmesi şeklinde gerçekleşti.”
“Üretim planlamayı, suyu merkeze koyarak yaptık”
İyi bir üretim planlama süreci geçirdiklerine dikkati çeken Bakan Yumaklı, bunu da bugünün en büyük gerçeği ve bundan sonranın da en büyük gerçeği olan suyu merkeze koyarak yaptıklarını dile getirdi.
Yumaklı, üretim planlamasının ülkenin, gıda arz güvenliği için kritik ve hayati bir konu olduğunu belirterek, “Üretim planlaması üreticilerin hayrına olan bir şeydir. Üretim planlaması ile alakalı tüm süreçler yerelden geldi. Karar vericiler de bunu sahiplendiler. Bu anlamda, bu iki avantajı da üretim planlamasında biz kullandık. Gerçekten çok ciddi bir ümit içerisindeyim.” diye konuştu.
Su verimliliği konusunun tarımsal üretimin hayati bir başlığı olduğunu kaydeden Yumaklı, dolayısıyla su verimliliği konusuna önem verdiklerinin altını çizdi.
“Denetimlerin sonucunda pestisit sebebiyle tespit edilen ürünler imha ediliyor”
Bakan Yumaklı, özellikle üretim sahasından başlamak üzere üretim sahası paketleme tesisleri, haller ve son tüketim yerlerinde pestisit denetimlerinin yapıldığına işaret etti.
Denetimlerin sonucunda pestisit sebebiyle tespit edilen ürünlerin imha edildiğini dile getiren Yumaklı, “Bizlerin denetimlerinde tespit ettiğimiz ürünlerde eğer belirlenen oranların üzerinde bir kalıntı tespit edilirse o ürünler imha ediliyor.” dedi.
Yumaklı, pestisit konusundaki tartışmalarına ilişkin olarak,”Neden sadece ihraç edilen ürünlerin geri dönüşüyle ilgili bir bildirim üzerinden Türkiye’de bütün üretimi yaftalıyoruz. Bu üreticilere haksızlık değil mi? Geri dönen ihraç ettiğimiz ürünlerin oranı binde 1, maksimum binde 2’dir.” şeklinde konuştu.
Ürünler içinde barkod sistemine geçileceğine işaret eden Yumaklı, “Herhangi bir yerden alacağımız ürünleri barkodu okuttuğumuzda, o ürünle ilgili bizim denetimizden geçmiş mi, geçmemiş mi konusunu son tüketim yerinde görebileceğiniz hale geleceğiz. Bizim ulaşmak istediğimiz nokta budur.” dedi.
Yumaklı, zirai don konusunun aslında zaman zaman ülkenin farklı yerlerinde sıcaklık değişiklikleriyle beraber gerçekleştiğini anımsatarak, “Ancak bu sene farklı oldu. Bu sene özellikle eksi 20 dereceleri gördük. 40 yılın üzerinde görülmemiş eksi 20 dereceler. Çok önemli bir hattı etkiledi. 65 il etkilendi bundan ama 34 il ciddi etkilendi.” ifadelerini kullandı.
Aracılık maliyetleri konusu
Bakan Yumaklı, aracılık maliyetleri konusunda yapılan tartışmaların sorulması üzerine, “Arz Güvenliği Daire Başkanlığımız var, her bir ürün için üreticinin maliyeti, üreticinin satış fiyatı, hal satış fiyatı, son noktadaki fiyat, bunların hepsine bakıyoruz. Arada anormaller olduğunda Ticaret Bakanlığımıza söylüyoruz.” diye konuştu.
Hiç kimsenin makul karına herhangi bir şey söylemediklerini, maliyetinin altına bir satışa zorlamadıklarını vurgulayan Yumaklı, özellikle enflasyonist ortamın nimetlerinden faydalanmak istenildiği için bazı konuların ortaya çıktığını anlattı.
Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mesela Antep fıstığı konusu. Fıstık konusunda bizim ihtiyacımızdan daha fazla ürün varken bu ürün piyasaya verilmedi ve birdenbire iki katı fiyatlara ulaştı. Çok kısa bir sürede oldu bu. Hemen bununla ilgili Ticaret Bakanlığımız gerekli incelemelerini yaptı. Her zaman olduğu gibi hızlı bir şekilde müdahale etti, bir şekilde duruldu. Ama bu tür hareketlerin şöyle bir problemi oluyor, bu fiyat yükseldiği zaman yapışıyor maalesef. Dolayısıyla biz daha en başından ürünlerle ilgili herhangi bir şekilde beklenmedik, anormal bir artış trendi gördüğümüzde mutlaka onunla ilgili biz ‘neden bu şekilde bir hareketlenme oluyor’ diye Ticaret Bakanlığımız da fiyat gerçekliğine bakıyorlar, çalışmalarımızı birleştiriyoruz ve gereken adımları atıyoruz.”
“Hal Yasası’ndaki düzenlemeler hemen hemen bitti”
Aracılık maliyetleri konusunda Hal Yasası ile ilgili yapılması düşünülen revizyona ilişkin de bilgi veren Yumaklı, bununla ilgili Ticaret Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarını, gerekli düzenlemelerin sürdüğünü, yakın zamanda bununla ilgili açıklamanın yapılacağını, düzenlemelerin hemen hemen bittiğini söyledi.
Yumaklı, “Üretimin yeterliliğinden sorumlu bir Bakanlık olarak şunu söylemem gerek; Hal Yasası elbette olacak, düzenleme, denetim için bu şart ancak üretim planlamasının en önemli unsurlarından birisi de sözleşmeli üretim. Biz burada sözleşmeli üretimi artık ortaya koyup, çoğaltıp, bir ürünün fiyatının oluşmasını tesadüflere bırakmamak istiyoruz. Bu konuda çok yoğun çabamız var.” dedi.
Sözleşmeli üretimin neden istenmediğine yönelik çalışmalarda bir güvensizlik gördüklerini aktaran Yumaklı, burada yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Bakan Yumaklı, sorunlara ilişkin Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde tahkim müessesesini getirdiklerine işaret ederek, hem alıcının hem de satıcının haklarını koruduklarını, tahkim müessesesinin çok önemli etkisini gördüklerini söyledi.
“Yönlendirici enstrümanları kullanarak sözleşmeli üretimi geliştirmeye çalışıyoruz”
Yumaklı, üreticilere özellikle sözleşmeli üretimin çok önemli olduğunu, onları koruduğunu söyledi. Bakan Yumaklı, işletme açısından da spekülasyona açık taraflara işaret ederek, bunların ortadan kalkması için sözleşmeli üretimin avantajları hakkında bilgi verdi.
Yönlendirici enstrümanları kullanarak sözleşmeli üretimi geliştirmeye çalıştıklarına değinen Yumaklı, tarımla uğraşan nüfusun yaşlanması konusunda ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çok net şunu söyleyeyim; bütün dünyada, özellikle ben G20 toplantılarında ülkelerin tamamının ortak başlığı tarımsal nüfusun, üretici kesiminin artık yaşlanmasıyla alakalıydı. Biz de dünyadan bağımsız değiliz. İkincisi, hepimiz bunu kabul edelim ki kimse tarımsal üretimin zorluğuyla yüzleşmek istemiyor. Bizim kendi gençlerimiz, kahir ekseriyetle söylüyorum, artık burada belli şartlar oluşmadan çalışmak istemiyor. Ancak bunlar sosyolojik problemler. Bizim Gençlik Konseyi’ndeki arkadaşlarımız var, Türkiye’nin dört bir tarafından 30’un üzerinde kardeşimiz var. Bunlar 20’li yaşlarda ve gerçekten iyi tarımsal üretim yapıyorlar ve bunu geliştiriyoruz.
Özellikle hayvansal üretim ve bitkisel üretimde bütün teknolojileri önceleyen, faaliyetlerini bütün optimumlara göre yapan genç bir nesil geliyor Türkiye’de. Ancak yeterli değil. Neden yeterli değil? Tarımsal üretim dediğiniz konu beden gücü gerektirir, siz de bununla ilgili hususlarda teknolojiyi kullanmanız gerekir. Dolayısıyla buradaki teknolojileri çok daha fazla konuşacağız. Bizim 2025 yılı, 2026 yılı ve 2027 yılındaki temel odak noktamız tarımsal teknoloji. Bununla ilgili sadece dünya konjonktürünü takip etmiyoruz. Türkiye’de de pırıl pırıl mühendis kardeşlerimiz var, inanılmaz kreatif gençlerimiz var, onlarla irtibata geçmiş vaziyetteyiz.”
“Gençlere girişimci olmalarını tavsiye ediyorum”
Yumaklı, gelişmelerin de bu yönde olduğuna işaret ederek, artık insan gibi hareket eden robotların yapay zekayla birleştiğinde inanılmaz işler çıkarttığını, Türkiye’nin bu gelişmeleri yakalayacağı bir kültüre, anlayışa ve kabiliyete sahip bulunduğunu dile getirdi.
Bu gelişmeleri tarım sektörüne uygulamakla ilgili yapılması gerekenleri yapmaya devam ettiklerini vurgulayan Yumaklı, gençlere çağrıda bulundu:
“Almış oldukları eğitim, girişimci ruhları, bizden aldıkları destek onların üretimin içinde olması için yeterli. Emin olun onların hayal ettikleri, memuriyette elde edecekleri gelirin çok üzerinde bir gelir elde edebilirler. Sadece ve sadece üniversiteden mezun olup, KPSS’ye girip, daha sonra da memuriyet atamalarını beklemesinler. Onlara girişimci olmalarını tavsiye ediyorum.”
Muhabir: Yunus Türk,Fatma Eda Topcu