İSTANBUL (AA) – Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu IDEF 2025, Milli Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı destekleriyle, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda ve KFA Fuarcılık AŞ organizatörlüğünde İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) gerçekleştiriliyor.
Fuarda birçok firma yeni ürünlerini tanıtımını yapıyor. Bu kapsamda Altınay Savunma Teknolojileri iştiraki olarak kurulan DASAL, yeni kargo İHA’sı PUHU C100’ü tanıttı.
PUHU C100, 100 kilograma kadar taşıma kapasitesi, uzun menzil ve yüksek yatay hızı ile sahada kritik lojistik ihtiyaçları karşılamak üzere oluşturuldu. Yeni Nesil Döner Kanatlı Kargo İHA sistemi, otonom görev planlama ve optimum rota belirleme yetenekleri sayesinde, kritik malzemeleri hedef bölgeye iniş yapmadan otomatik kanca ünitesiyle bırakabilecek.
“Zorlu coğrafyalardaki lojistik ihtiyaçlarını insansız ve tam otonom olarak gerçekleştirmek üzere kurgulandı”
DASAL Havacılık Genel Müdürü Murat Koç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, PUHU C100’ün başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin özellikle zorlu coğrafyalardaki lojistik ihtiyaçlarını insansız ve tam otonom olarak gerçekleştirmek üzere kurgulandığını söyledi.
Bu alandaki çalışmalarının eskiye dayandığını anlatan Koç,”Teslimatları yapılmış ve operasyonel olan Türkiye’nin tek insansız ağır sınıf kargo hava aracını Türk Silahlı Kuvvetlerinin emrine sunduk. PUHU C75 isimli bu sistem üzerinde edindiğimiz çeşitli tecrübeler ve ihtiyaçların yenilenmesi doğrultusunda öz kaynaklarımızla geliştirdiğimiz bir proje oldu PUHU C100. İki araç farklı konularda teknik olarak avantajlara sahip.” diye konuştu.
Koç, PUHU C75’te sökülebilir, takılabilir batarya sisteminin kullanıldığını aktararak, PUHU C100’de sabit batarya kullanarak elektrikli araç şarj istasyonlarından aracı şarj edilebilir hale getirdiklerini; şarj etme pratikliği, sistemin güvenilirliğinin ve hafifliğinin iyileştirilmesi gibi konularda ciddi avantajlar sağladıklarını ifade etti.
Farklı kullanım konseptlerine yönelik, birbirlerini destekleyecek şekilde bir ürün ailesinin ortaya çıktığına değinen Koç, DASAL’ın dünyadaki konumunun oldukça kıymetli olduğunu, ağır sınıf elektrikli insansız hava araçlarında dünyada çok fazla oyuncunun olmadığını vurguladı.
“Her türlü elektronik harp ortamında sistemin kullanılabilmesini sağlıyoruz”
Koç, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi gerçek harp ortamında bu sistemleri kullanan ordulara teslimat yapmış, sistemlerinin kabullerini ve operasyonlarını da yine bu coğrafyalarda gerçekleştirmiş dünyadaki tek firma olduklarını dile getirdi.
Gelecek dönemde özellikle uluslararası pazarlarda sistemlerinin büyük ilgi göreceğini gözlemlediklerini anlatan Koç, “Yabancı müşterilerden, potansiyel tedarik kaynaklarından da ciddi bir talep oluşmaya başladı. Yeni nesil insansız hava aracımızda öne çıkan özellikler, 35 kilometreye kadar menzil sağlayabiliyor olmamız. Bu ciddi bir menzil. Gittiği noktada tekrar şarj olabilme imkanıyla beraber sürekli olarak belirlenen rotalar arasında operasyon yapabilme kabiliyetimiz var.” dedi.
Koç, aracın 3 bin metre irtifaya kadar çalışma imkanı olduğunu belirterek, bu özelliğin erişilmesi zor coğrafyalarda, dağlık bölgelerde çok rahatlıkla kullanım imkanı sağladığını kaydetti.
Elektronik harp anlamında aldıkları önlemler sayesinde gerçek harp ortamında görevini kusursuza yakın bir şekilde gerçekleştirebilecek hemen hemen dünyadaki tek ürüne sahip olduklarına işaret eden Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu başarabilmek için karıştırmaya dayanıklı antenler, global navigasyon sistemlerinin yanı sıra yerel navigasyon sistemleri, görüntü destekli navigasyon ve çeşitli sistemleri entegre olarak kullanarak tamamen özgün olarak geliştirdiğimiz oto pilot ve seyrüsefer alt sistemleriyle beraber entegre ederek her türlü elektronik harp ortamında sistemin kullanılabilmesini sağlıyoruz. Birçok sistem barış ortamında görevlerini icra edebiliyorken harp anında bu özelliklerini gerçekleştiremez hale geliyor. En büyük avantajımız geliştirdiğimiz sistemleri Türk Silahlı Kuvvetleri ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ile beraber operasyon ortamında doğrulayarak çok ciddi bir tecrübe edinmiş olmamız.”
“Batı dünyasından ürünlerimize çok ciddi ilgi var”
Koç, uzun yıllardır sahada tecrübe ettikleri birçok talebi değerlendirerek optimum bir tasarım süreci gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek, “Sistemin kağıt üzerinde kurgulanmasından ilk uçuşunu yapmasına kadar geçen süre yaklaşık 4 ay. Bu dünyada rekor sayılabilir.” dedi.
Tedarik zincirinde bir bileşenin edinilmesinin 12-16 hafta arasında sürdüğünü belirten Koç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yaklaşık 15 yıldır İHA geliştiren bir firmayız ve bunu yaptığımız ilk andan itibaren sistemlerin yapısal tasarımı, aviyonikleri, yazılımları, bütün elektronik bileşenlerini kendi kaynaklarımızla yapıyoruz. Bu da uçtan uca entegre çözümler sunmamızı sağlıyor. Doğal olarak da bu sistemlerin çok kısa sürede operasyonel hale getirilmesi mümkün. Batı dünyasından da ürünlerimize çok ciddi bir ilgi var. Ortaklıklar, işbirlikleri, birlikte ürün geliştirme gibi konularda ciddi bir talep olduğunu görüyoruz. Bunu IDEF 2025’te çeşitli işbirliği anlaşmaları ve sözleşmelerle perçinlemeye gayret ediyoruz.”
Muhabir: Tolga Yanık