LUKSOR (AA) – Nil Nehri, Luksor kentinin kıyılarında sakin şekilde akarken, gün doğumundan itibaren heykellerin süslediği Luksor Tapınağı’nın gündüz saatlerinde ihtişamı beliriyor, geceleri ise çeşitli etkinliklerle ışıldıyor.
Giza Piramitlerinden sonra ülkenin en çok ziyaret edilen ikinci antik eseri olan Luksor Tapınağı’nı gezen yabancı turistler, 3 bin yılı aşan geçmişe sahip bu yapının ihtişamını hem gündüz hem akşam saatlerinde deneyimleyebiliyor.
Firavunlar döneminin izlerini taşıyan Luksor Tapınağı’nın duvarlarını kabartmalar süslerken bu mekanlarda Mısır krallarının “kutsal törenler” düzenlediği tahmin ediliyor.
Arkeolojik bir hazine
Mısır’ın önde gelen arkeologlarından Mecdi Şakir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Luksor Tapınağı’nın birçok firavun döneminde inşa edildiğini belirterek o dönem “kutsal bir mekan” olarak kabul edilen anıtlarda büyük dini törenlerin yapıldığını aktardı.
Şakir, 23 yıldan uzun süredir Luksor bölgesinde çalıştığını ifade ederek tapınağın tarihi açıdan büyük bir önem taşıdığını, çok sayıda turistin ilgisini çektiğini ve bütün yıl boyunca birçok etkinliğe ev sahipliği yaptığını söyledi.
Mısırlı arkeolog İmad Mehdi de Luksor Tapınağı’nın ülkenin turistik öneme sahip bölgelerinden olduğunu vurgulayarak “Dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler bu güzelliğe hayran kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Mehdi, ışık ve ses gösterilerinin tapınağa ihtişam kattığına ve yapılan etkinliklerin tarihi bölgeyi canlı tuttuğuna dikkati çekerek Luksor Tapınağı’nı “büyük bir kültürel ve arkeolojik hazine” olarak değerlendirdi.
Tarihin derinliklere giden yapılar
Mısır Eski Eserler ve Turizm Bakanlığının verilerine göre, tapınağın inşası milattan önce 1550 yılına kadar uzanıyor, bu durum eserlerin tarihin derinliklerindeki yerini gösteriyor.
Luksor Tapınağı, antik dönemde Mısır’daki en önemli dini törenlerin yapıldığı yer olarak kabul edilirken, törende tanrı Amon-Ra, eşi Mut ve ay tanrısı Khonsu’nun heykellerinin “Opet Festivali” olarak bilinen dini ritüel için Karnak’taki tapınaktan Luksor’a bir alay eşliğinde taşındığı biliniyor.
Mısır kralları için büyük öneme sahip tapınağın en eski kısmının Kraliçe Hatşepsut döneminde yapıldığı, tapınağın ana kısmının ise III. Amenhotep döneminde inşa edildiği düşünülüyor.
Tapınakta, ilahi doğum sahnelerinin bulunduğu iç odadaki kabartmalar, firavun kralların tanrı Amon-Ra’nın soyundan geldiğini anlatırken, tapınağın merkezinde, önünde sütunlarla çevrili geniş bir avlu ve iki sıra halinde dizilmiş yedişer sütundan oluşan bir sütun geçidi yer alıyor.
Luksor Tapınak salonunun duvarı “Opet Festivali” sahneleriyle süslenirken, süslemelerin Tutankamun ve Horemheb dönemlerinde yapıldığı tahmin ediliyor.
II. Ramses (MÖ 1279–1213) döneminde tapınağa birçok ekleme yapılırken, sütun geçidinin önüne bir sütun salonu ve büyük bir giriş kapısı inşa ettirildi. Tapınakta ayrıca devasa heykeller de bulunuyor.
Luksor Tapınağı, Karnak Tapınağı ile yaklaşık 2 bin 700 metre uzunluğundaki Kebaş Yolu (Sfenks Yolu) ile birbirine bağlanırken, iki yanında 3 binden fazla yıllık 1200 adet koç başlı sfenks heykelinin yer aldığı bu bölgenin dahil olduğu ziyaret bölgesi, “dünyanın en büyük açık hava müzesi” olarak biliniyor.
Muhabir: Hussien Elkabany