ANKARA (AA) – Diyarbakır’da yaşayan Aslankılıç, kornea hastalığının ilerlemesi sonucu görme yetisinin büyük kısmını kaybedince, araştırmaları sonucunda Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ne başvurdu.
Yapılan tetkiklerin ardından kornea nakli yapılması uygun görülen Aslankılıç, nakillerin ardından görme yetisini kazandı.
Aslankılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, korneasındaki rahatsızlık nedeniyle nakilden önce günlük yaşamını bağımsız şekilde sürdüremediğini belirtti.
Nakil oluncaya kadar geçen sürede görme kaybının ileri seviyeye ulaştığını anlatan Aslankılıç, “Yaşım ilerledikçe görme oranım düştü ve yürüyecek kadar dahi görme oranım kalmadı. Karanlıkta olmak, görememek çok zor bir durum. Renkleri net göremiyor, okuyamıyordum. Karşıdan karşıya bile geçemiyordum. Evden ayrılırken akşam gelip gelemeyeceğimi bilemediğim için çocuklarımla istemeyerek de olsa vedalaşıyordum. ” dedi.
Aslankılıç, nakil olmadan önce görme oranının yüzde 5 olduğunu, nakilin ardından ise yüzde 30 oranında görebildiğini söyledi.
Yeniden görebilmenin hayatını değiştirdiğini dile getiren Aslankılıç, şunları kaydetti:
“Ameliyatın ardından, çocuklarımın yüzünü gördükten sonra sanki yeniden doğmuş gibi doyasıya onlara bakmak istiyordum. Yeniden hayata bağlanmış, hayat bulmuş gibiydim. Çocuklarımın elini tuttuktan sonra, ben onu karşıdan karşıya geçirdiğim için mutlu oluyorum. Normal bir insan yaşamına nasıl devam ediyorsa, ben de yaşamımı devam ettiriyorum. Yeniden doğmuş gibiyim. Doğayı gökyüzünü, insanları olduğu gibi görmek kadar güzel bir şey yok. Bunu sağlayan herkese teşekkür ediyorum.”
“Türkiye’de 2 bin 700 kişi kornea bekliyor”
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Göz Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Özlem Evren Kemer de korneanın gözün en ön kısmında yer alan, ışığı ilk kıran ve görme keskinliğini en çok etkileyen şeffaf tabaka olduğunu belirtti.
Bu sistemin içindeki her türlü ışığın geçişini engelleyen durumun, hastada görmenin azalmasına neden olduğuna işaret eden Kemer, “Kornea hastalıkları, gözün en ön tabakasında şeffaf olan dokunun bulanıklaştığı ve ışığın yeterince gözün içerisine giremediği durumlardır. Gözünün içindeki diğer yapılar normal olduğunda biz korneayı değiştirip, ışığın tekrar gözün içerisine girmesini sağlayabiliyoruz, bu duruma da kornea nakli diyoruz.” diye konuştu.
Kornea hastalıklarının farklı yaş gruplarında görülebildiğini aktaran Kemer, anne karnında geçirilen enfeksiyonlar, akraba evliliklerine bağlı genetik sorunlar, genç yaşlarda enfeksiyon ve yaralanmalarla kimyasal temasın korneayı etkileyebildiğini, güncel teknolojilerin, korneanın tamamının nakledilmesinin yanı sıra sadece sorunlu katmanın değiştirilmesine imkan sağladığını söyledi.
Korneanın damarsız yapısı nedeniyle vücut tarafından diğer organlar kadar kolay reddedilmediğini, kornea nakillerinin başarı oranının organ nakilleri arasında en yüksek gruplardan biri olduğunu vurgulayan Kemer, “Şu an Türkiye’de 2 bin 700 kişi kornea bekliyor. Yılda 4 bin kadar hastaya kornea nakli yapılıyor. Ülkemizde 244 nakil merkezi var. O yüzden halkımızı korneamızı bağışlamaya ve bu insanlara ışık olmaya davet ediyorum.” açıklamasını yaptı.
“Hastamız kornea nakline oldukça iyi cevap verdi”
Kemer, Aslankılıç’ın az görme şikayetiyle başvurduğunu belirterek, her iki gözüne de kornea nakli yapıldığını kaydetti.
İlk operasyonun 8 ay önce, diğerinin ise 15 gün önce gerçekleştirildiğini aktaran Kemer, şunları ifade etti:
“Hastamızın bebekliğinden beri olan bir durumu vardı. Aslında bebekliğinden beri olan durumlarda beynimiz artık az görmemeye alıştığı için çok fazla bir görme kazanımı beklemeyiz. Hastamızın belirli bir kazanılmış görmesi olduğu için bizim yaptığımız kornea nakline oldukça iyi cevap verdi. Günlük işlerini zor yaparken, karşıdan karşıya geçerken bile zorlanırken, eskiye nazaran 10 kat daha artmış bir görmeyle günlük işlerini yapabiliyor, bütün fonksiyonlarını yerine getirebiliyor ve tümüyle iyileşmiş durumda.”
Muhabir: Dilhan Türker Yıldız
























