ANKARA (AA) – AA’nın “Avustralya’daki yerli halkın anayasada tanınması ve parlamentoda daha çok söz sahibi olmasını amaçlayan ‘Meclis’te Yerli Sesi’ referandumu” konusuyla ilgili hazırladığı 3 bölümlük dosya haberinin ikinci bölümünde, referandumun Avustralya toplumunda ve yerlileri arasında yol açtığı derin görüş ayrılıkları derlendi.
Avustralya hükümeti, referandumla, Torres Strait Islanders halkı ve Aborjinlere ilişkin konularda meclis ve hükümete tavsiyelerde bulunacak yerli halk için bağımsız ve kalıcı danışma konseyi oluşturmayı hedefliyor. Uzmanlar, referandumun başarısız olması halinde, başka bir referandumun yapılmasının ülkedeki iç tartışma ve gerilimler nedeniyle yıllar alabileceğini ifade ediyor.
2017’de Avustralya’nın dört bir yanından bir araya gelen yerli liderlerin oluşturduğu “Uluru Ulusal Anayasa Komisyonu”nun teklifiyle hazırlanan “Uluru Bildirisi” sonrası başlayan “Mecliste Yerli Sesi” sürecinde sona yaklaşılıyor.
İşçi Partisi Hükümeti tarafından “Meclis’te Yerli Sesi” referandumu ile halk oylamasına sunulacak tasarıda, “Teklif edilen yasa: Anayasada Avustralya yerlilerinin tanınması ve Torres Strait Islanders halkı ve Aborjinlerden oluşan ‘Mecliste Yerli Sesi’ heyeti kurulması için değişiklik yapılması. Anayasada yapılacak değişimi onaylıyor musunuz?” sorusu sorulacak ve bu konuda anayasa değişikliği yapılması oylanacak.
Avustralya halkı, kuruluşundan bu yana 44 kez referandum tecrübesi yaşarken, “Meclis’te Yerli Sesi” ülkenin neredeyse 30 yıldır ilk referandumu olacak.
Referandum kararı hükümet tarafından açıklandığında, ilk olarak yerli halk için bir zafer olarak gösterilse de muhalefetin referanduma karşı çıkması ve konunun yerli halk arasında tartışmaya başlanmasıyla toplumdaki ayrışma gün yüzüne çıktı.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, “Meclis’te Yerli Sesi” referandumunun “hayatta bir kez meydana gelecek fırsat” olduğunu savunarak “evet” kampanyasını başlattı. Referandumun Avustralyalı insanları bir araya getireceğini savunan Albanese’in görüşüne karşı muhalefet bunu “bölücü ve başarısız” olarak tanımlayarak “hayır” kampanyasına başladı.
Referandum kampanyasında “hayır” blokunun öncülüğünü yapan Avustralya muhalefet lideri Peter Dutton, “ülke halkını böldüğünü” iddia ettiği söz konusu referandumun başarısız olması durumunda, Avustralya yerlilerini tanıyacak yeni bir referandum üzerinde çalışacaklarını vadediyor.
“Bu referandum, bizi anayasada tanımak için değil, asimile etmek için yapılıyor”
Avustralya’da referanduma karşı sert çıkışlarıyla tanınan Aborjin Senatör Lidia Thorpe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, referandumun ülkeyi, yerli toplulukları ve aileleri böldüğünü iddia ederken, çok sayıda evsiz Aborjin’in ırkçı insanlar tarafından saldırıya uğradığına şahit olduğunu belirtti.
Thorpe, İşçi Partisinin aldığı referandum kararının Aborjin halkını hedef tahtası haline getirdiğini kaydederek, hükümetin ajandası ile uyumlu hareket etmeyen sivil toplum kuruluşlarının fonlarının kesildiğini ileri sürdü.
“Aborjin problemini çözeceği iddiasıyla dayattırılan” referandumun aslında yerli halkı böldüğünü iddia eden Thorpe, “Problem bizler değiliz ve bu bizim bir problemimiz de değil. Hükümet, bu referandumun bizim için en iyisi olduğunu ileri sürüyor ve bununla uyumlu hareket etmezsek, hedef gösteriliyoruz.” dedi.
Thorpe, Aborjinlerin “Mecliste Yerli Sesi” temsil heyetine değil, antlaşmaya ihtiyacı olduğunu ifade ederek, Avustralya’nın yerli halkıyla antlaşması olmayan sayılı uluslardan biri olduğunu ve Albanese’in, “Uluru Bildirisi”yle talep edilen diğer iki madde olan antlaşma ve hakikatin beyanı gündemlerini söz konusu ajandadan çıkardığını” söyledi.
Hükümetin referandum ile Avustralya halkına “yalan söyleyip onları boş bir beklentiye soktuğunu” ileri süren Thorpe, “Bu referandum, bizi anayasada tanımak için değil, asimile etmek için yapılıyor. Bir kez anayasada adımız geçerse bizimle antlaşma yapmalarına gerek olmayacak. Biz kendi şartlarımızla antlaşma yapana kadar anayasalarıyla asimile olmak istemiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Referandumun alternatifi, yerli Avustralyalılara kapıyı kapatıp işe yaramayan bir sistemle devam etmek”
Öte yandan, Avustralya’da Yerli Halktan Sorumlu Aborjin asıllı Bakan Linda Burney, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok yerli vatandaşın diğer Avustralyalılara kıyasla daha olumsuz şartlarda yaşamak zorunda olduğunu anımsatarak, yerli halkın nüfusun kalanına kıyasla, yaşam süresinin daha kısa, hastalık oranlarının daha yüksek ve daha az eğitim olanakları olduğunu belirtti.
Söz konusu eşitsizliğin giderilmesi için “Mecliste Yerli Sesi” referandumunun anayasaya girmesinin önemini vurgulayan Burney, “Referandumun alternatifi, gelecek neslin yerli Avustralyalılarına kapıyı kapatıp, işe yaramayan bir sistemle devam etmektir.” ifadesini kullandı.
Burney, referandumun başarılı olması durumunda, parlamentoya dahil edilecek temsil heyetinin, hükümet ve meclise, kendilerini ilgilendiren konularda tavsiye vereceğini açıklarken, “Meclis ve hükümet, (bu tavsiyeler üzere yapılacak) tüm yasalar, programlar ve kullanılacak fonlardan sorumlu olacak.” dedi.
Yerli Avustralyalılardan Sorumlu Bakan Yardımcısı Aborjin Senatör Malarndirri McCarthy, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, Aborjinler ve Torres Strait Islanders topluluklarının üçte birinin, kendi seçim bölgesi olan Avustralya’nın kuzey bölgesinde yaşadığını ve bu insanların yarısından fazlasının kalabalık ve elverişsiz ortamlarda yaşadığını aktardı.
McCarthy, “Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemeyi bırakmalıyız. Yerli Halk kendilerini etkileyen yasalar, programlar ve poliçelerde söz hakkına sahip olmalı. Mecliste Yerli Sesi referandumunun gelecek hükümetler tarafından kabul edilmesi için anayasa tarafından korunması gerekiyor.” ifadelerini kullanarak referandumun gerekliliğini savundu.
Avustralya İşçi Partisi Milletvekili Maria Vamvakinou da “Mecliste Yerli Sesi” referandumunun, Avustralya yerlilerinin 65 bin yıllık tarihi kültürü ve geleneklerini tanıması için önemli bir adım olacağını kaydederek, yerli halk için atılacak bu adımın “Avustralya’yı birleştirecek ve ülkeyi ilerletecek bir plan” olduğunu ifade etti.
Hükümet, referandum konusunda şeffaf olmamakla eleştiriliyor
Referanduma karşı çıkanlar yalnızca muhalefet değil, yerli halk tarafından da “Aborjinlerin ve Torres Strait Islanders yaşam koşullarında bir gelişmeye yol açmayacağı” konusunda eleştiriliyor.
Avustralya yerli kültürüne ait vurmalı çalgı “didgeridoo” eğitmeni ve yerli kültür konuşmacısı Mehmet Aziz de yıllardır birlikte çalışmalar yürüttüğü Aborjin halkının referandum hakkında endişelerini, “Bir Avustralyalı olarak gördüğüm, mevcut hükümetin, referandumun getireceği değişiklikler ve planlar açısından açık ve şeffaf olmadığı” ifadeleriyle dile getirdi.
Yıllardır yerli toplumla iç içe yaşayan ve Aborjinlerin kültür temsilcisi olan Aziz, kendisi ve diğer Aborjin vatandaşların şeffaflık eksikliğinden dolayı referanduma “evet” oyu vermekte çekinceli davrandığına dikkati çekerken, “Her yıl yerli halk adına 33 milyar Avustralya doları harcama yapılıyor. Ancak yerlilerin yaşadığı bölgelerdeki yaşam alanları ve köylerinde hala temiz içme suyu veya etkili sağlık sistemi bulunmuyor.” ifadeleriyle ülke yönetiminin başında olan İşçi Partisinin şeffaflığını sorguladı.
Avustralyalı Müslümanlar da “ötekileştirilme” konusunda Aborjinler ile benzer kaderi paylaşıyor
Avustralya’nın Viktorya eyaletindeki Müslüman toplulukları temsil eden çatı kuruluşlardan Victoria İslam Konseyi (ICV) Başkanı Adel Salman da Avustralya’nın bugüne kadar yerlilere uyguladığı “ayrımcı ve yıkıcı politikaların kabul edilemez” olduğunu ifade ederek, “Avustralya’nın geçmişte işlediği ve bugün bile devam eden günahlarını kabul ederek çözüme doğru adım atmasının zamanı geldi.” ifadesini kullandı.
Salman, Avustralyalı Müslümanların batı dünyasında karşılaştıkları “İslamofobik ve ötekileştirilme” politikaları sebebiyle bu yönde maruz kaldıkları haksızlıklarda benzer bir kaderi paylaştıklarını dile getirerek, “Müslümanların ve Aborjinlerin, toplumdaki olumsuz deneyimlerinde birçok benzerlik var. Bu yüzden Müslümanlar Aborjinlerle empati kurabiliyor çünkü hikayelerimiz birçok yönden benzer.” ifadelerini kullandı.
Referandum hakkında halkın yeterince bilgilendirilmediğine değinen Salman, muhalefetin bunu “hayır” kampanyasında başarılı şekilde kullandığını ileri sürdü.
Referandumun, eksikliklerine rağmen, “yerli halkın geleceği için önemli bir ilk adım” olduğunu düşünen diğer birçok sivil toplum kuruluşu (STK), hükümetin yasa değişikliğine ilişkin halkı yeterince bilgilendirmediği görüşünde.
Muhabir: Irmak Akcan