AMSTERDAM (AA) – Yahudi gazeteci Gazeteci Dr. Martin Gak, AA muhabirine, İsrail’in Orta Doğu’da her geçen gün daha fazla ülkeyi tehdit eden saldırıları ve Başbakan Netanyahu hükümetinin kaos stratejisini değerlendirdi.
“Bu kesinlikle meşru müdafaa değil”
Dr. Gak, İsrail’in saldırıları hakkında “Bu kesinlikle meşru müdafaa değil. Buna önleyici saldırı bile demem. Bu sadece önleyici yıkım ve imha. Tüm bölgeyi tamamen tahrip ederek, en ufak karşılık verme veya savunma imkanı bırakmamak.” dedi.
Gak, İsrail’in bu eylemleriyle Yahudi karşıtı olmasa da İsrail karşıtı nesillere neden olduğunu vurgulayarak, “Netanyahu, koalisyonu ve İsrail’deki aşırı sağın genel bir topraklarını genişletme amacı taşıdığını düşünüyorum. Dürüst olmak gerekirse bu plan, büyük İsrail’in teolojik tasarımından çok daha büyük.” değerlendirmesinde bulundu.
“Rusya tarzı yıkım stratejisi”
Gak, İsrail’in Orta Doğu’da Rusya gibi hareket ettiğini belirterek, “Gazze’ye, Güney Lübnan’a bakarsanız, görüntüler ikinci Çeçen savaşındaki Grozni’yi veya Rusların Esed’in yanında devreye girdikten sonra Halep’e yaptıklarını hatırlatıyor. Gördüğümüz şey Rus tarzı tam bir yıkım stratejisi.” ifadelerini kullandı.
“İsraillilerin farklı yerlere gidip gündüz vakitlerinde serbestçe dolaşmaları, kendilerini göstermeleri, binlerce çocuk, kadın, yaşlı ve erkek katlederken kimsenin onlara dokunamayacağı gerçeğini sergilemeleri burada sınırsız ve kısıtlanmamış güç olduğunu gösteriyor.” diyen Gak, bu durumun cezasızlığın teşhir edilmesi anlamına geldiğini vurguladı.
“ABD, Rusya ve Çin gibi sınırsız güç”
İsrail’in amacının, topraklarını genişleterek Tevrat’ta vadedildiği ileri sürülen “Büyük İsrail”e ulaşma hedefini aştığını belirten Gak, “Bu İsrail’in kendisini tıpkı ABD gibi aynı operasyonel kapasitelere ve aynı siyasi etki alanına sahip bir güç merkezi olarak inşa etmesi anlamına geliyor. Afganistan’da, Irak’ta, Latin Amerika’da yıllarca gördüğümüz şey buydu.” dedi.
“Uluslararası hukuka veya İkinci Dünya Savaşı sonrası hukuki düzeni inşa ettiğimiz ilkelere hiçbir saygısı olmayan kesinlikle kontrolsüz ve sınırsız güç. Rusya’nın Ukrayna’ya, Çeçenistan’a girişiyle aynı ruhta.” ifadelerini kullanan Gak, Çin’in Uygurlarla ilgili politikasının da buna benzer olduğunu anlattı.
“Netanyahu koalisyonundaki tehlikeli isimler”
Gak, İsrail’de aşırı sağcı bakanlar Itamar Ben Gvir ve Bezalel Smotrich gibi isimlerin sözde büyük İsrail planını gizlemeden açıkça ifade etmesine değindi.
“Netanyahu’nun ana endişesi kendisi. Kendisini kurtarması gerekiyor. Koalisyonda uzun süredir büyük İsrail iddiası olan insanlar var.” diyen Gak, İsrailli siyasilerin Netanyahu üzerinde büyük İsrail planını hayata geçirme baskısı oluşturduğunu aktardı.
Bu kişilerin İsrail hükümetinin bir parçası ve karar verici konumunda olduğunu vurgulayan Gak, şunları kaydetti:
“Sadece Güney Lübnan’dan bahsetmiyoruz. Suriye’nin bazı bölümlerini, Mısır’ın bazı bölümlerini kapsayan bir şeyden bahsediyoruz. Yirminci yüzyılın ortasındaki Alman genişlemeciliğinden beri görmediğimiz kanserli bir milliyetçilik ve genişlemecilikten bahsediyoruz.”
“Yarı final İran, final Türkiye”
Gak, İsrail’deki en tehlikeli grubun kendilerine tehdit gördükleri her şeye saldırma amacıyla hareket eden “küresel güvenlik” anlayışındakiler olanlar olduğunu belirterek, “İsrail’de son günlerde yarı finalin İran’a karşı, finalin ise Türkiye’ye karşı oynanacağı konuşuluyor. Artık İbranilerin kutsal kitap anlayışından bahsetmiyoruz. Artık Amerikalı bir Cumhuriyetçinin küresel meseleleri düşünme biçimine çok daha yakın bir şeyden bahsediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gak, “Potansiyel bir yükümlülük veya güvenlik açığı gördükleri her yerde, bu insanlar orada bile savaş olasılığını gündeme getirecek kadar deliler.” dedi.
İsrail’deki genişlemeci ideolojinin Yahudilik olmadığına işaret eden Gak, “Yahudilik esasen sürgün dinidir. Bu Yahudilik değil. Bu temelde Yahudilerin Maccabi Tel Avivli taraftarlar gibi görünmesi gerektiğini düşünen, kılıç ve kalkanla dolaşan deliler.” şeklinde konuştu.
Muhabir: Selman Aksünger
