Bir Medeniyet Düşünün Tarihi binlerce yılı aşmış… Bir halk düşünün o medeniyetin tek soy varisi… bir şehir düşünün binlerce yıldır her Devletin sahip olmak istediği… Bir yerel halk şivesi dili düşünün dil lehçesi milattan öncelere dayanan… ve bir memleket düşünün eşi benzeri olmayan.
Anadolu ve Dünya Tarihinde birçok efsaneler ve Medeniyet yaşamlarına ışık tutan bir çok halk olmuştur. ama Türkiye Coğrafyasında Dünya medeniyet sayfasına ışık tutan savaşlar tarihini değiştiren ABD Eğitim sistemine girerek Sosyal derslerinde anlatılan , İngiltere Kraliyet Savaş Tarihinde halkı örnek olarak gösterilip kendi vatandaşlarına vatan severlik bu şekilde olmalı dersi verilen , Fransız Tarihinde Geçilemez bir millet olarak adlandırılıp Fransız kraliyet ordusunun en büyük yenilgisi olarak Fransız tarihine giren , Yunanı Denize Dökmede En Kritik Görevi Üstlenen ve Aziz Önder Mustafa Kemal Atatürk ün şu Sözleri ile Onlar sadece Antep i değil Tüm Türkiye yi Kurtardılar. Sözü Sonrası Size Kadim Şehir Gaziantep ve Halkını Tarihten Günümüze Bilinmeyenleri Anlatalım ve geleceğe ışık tutmasını Yazımızla temenni edelim.
Gaziantep Anadolu topraklarında MÖ. Binlerce yıl önce Kuruluşu tam kesin Tarih olarak bilinmeyen Akadlar, Sümerler , Hititler , Asurlar ,Roma , Oğuzlar ,Selçuklu , Osmanlı Medeniyetlerine ev sahipliği yapmış ve ayrıca Tarihi İpek yolu üzerinde olması nedeniyle Mayalar ve İnka imparatorluğuna kısa süreli ev sahipliği yaptığı bilinmektedir ama bu kadar çok imparatorluk ve medeniyete ev sahipliği yaptığı halde hiç bir zaman bir medeniyetin ve imparatorluğun başkenti olarak bulunmayan tarihte tek şehir olması dikkatlerden kaçmaması akıllarda soru işareti uyandırıyor Başkent olarak bulunmamasının nedenini kentin zarar görmemesi ve ipek yolu ticari yolu üzerinde olması ticaret ve ulusların ilişkileri kesilmemesi nedeniyle başkent olarak fetih edilmeye açık cazibe kazanmaması için hiçbir zaman başkent sıfatı almamıştır. bu kadim kentin asıl adı Kala-ı Füsus ( yüzük kalesi) Hollywood filmi olan Yüzüklerin Efendisi filmi bu kadim şehrimizi konu alarak yapılmıştır. Doğu Roma İmparatorluğu Bu şehir 36° 28′ ve 38° 01′ doğu boylamları ile 36° 38′ ve 37° 32′ kuzey enlemi arasında bulunması nedeniyle doğunun batıya açılış kapısı olarak nitelendirmesi nedeni ile Şehre başka bir deyişle Ay kapısı ismini vermiştir. İsrail Yahudileri için çok büyük bir önem arz eden bu şehir Büyük İsrail Hayalleri içinde Ay Kapısı yoksa Büyük İsrail yok tur dedikleri aynı zamanda Kudüs Ağlama duvarında İbadet eden Yahudilerin Ağlayarak Yaptıkları Şu Dua ( הי רצון ששער הירח יהיה ישראל, שהחלום שלנו יתגשם, יהי רצון שאייטפ יהיה חופשי) (ay kapısı israil olsun hayalimiz yerini bulsun ayıntap özgür olsun) diye bu şehir in kendilerinin olması için binlerce yıldır dua ederek arzu ettikleri malumdur.
Birde bu şehrimizin Asırlar Boyu Tarih Sayfasına nasıl girdiğini bilinmeyen yönleri ile Halkının nasıl Devşirilmeden bir Şehri nasıl yüzlerce yıldır ayakta tuttuğunu görülmeyen yönleri ile anlatalım…
Gaziantep Halkı Anadolu Topraklarına sonradan gelme bir halk olmaması ve bilinen tarihte Asli Soyu Türk Oğuz Boylarının Binlerce yıldır bu Topraklarda yaşayan Devşirilmeyen Tek Türk soyu olarak kabul edilmektedir. Yerel Halk Dili Antep çe olup kök dili Mayca , Şaz türkçesi , Uygur Türkçesi , Orhun Türkçesi dir. yerel halk tarafından kolayca anlaşılır bir şekilde konuşulan bu dil günümüzde şive olarak kabul edilmektedir. Anadolu Topraklarında İslamiyet i ilk kabul eden Halk olarak bilinen Antep li’ler Soyunun Türk Olması ve tek yaratan Gök Tengri inancına sahip olması nedeniyle İslamiyet i kabul etmeleri zor olmamıştır.
Antep Dili ve şivesinin önemi
- Dünya savaşı sonrasında Paris te Toplanan uluslar arası barış konferansının kararıyla İzmir kenti 15 Mayıs 1919’da Yunanistan Krallığı Tarafından işgal edilmeye başladı işgalin ilk 3 ayında Anadolu topraklarında yaşayan yerli vatan hainlerinin yardımları ile çok hızlı ilerleyen Yunan işgal kuvvetleri nin önüne geçilemiyordu telsiz ve telefon trafiği yerel vatan hainlerinin düşman kuvvetlerine Türk ordusunun hareketlerini bildirmesi nedeniyle Türk kuvvetleri cephede Yunan Ordusuna karşı sürekli pasif kalarak ağır kayıplar vererek düşman kuvvetlerinin ilerleyişini durduramıyordu nitekim bu büyük sorun Fahrettin Altay Paşa tarafından Baş Komutan Mustafa Kemal Atatürk e şu şekilde arz edildi. (Efendim Düşmanın İlerleyişini Durduramıyoruz Sorun askerlerimizde Değil Sorun Düşmanın Telefon ve Telsiz Kayıtlarımızı dinlemesi ve bu nedenle Düşman bizden hep bir adım önde Düşman halkımızın içindeki hainler nedeniyle telsizde ve telefonda konuştuğumuz Türkçe, İngilizce, Rumca, Kürtçe, Arapça dillerini çözüyor ve her daim yaptığımız tüm hareketlerden haberdardır bu sorunun üstesinden gelemiyoruz) malumatı sonrası Mustafa Kemal Atatürk şu emri vermiştir. ( Paşam Tez elden Antep e haberci yollayınız okuması yazması olan telsiz ve telefon kullanacak milli mücadelede bulunmak isteyen vatan evlatlarını davet ediniz ve beraberinizde getiriniz ) emri üzerine Antep e çıkan haberci gurubu beraberinde telsiz ve telefon kullanmasını bilen 30 Türk evladı ile Baş Kumandan Mustafa Kemal Atatürk ün huzuruna geldiler ve büyük önder Antepli 30 kişiye telefon ve telsizde Antep çe konuşunuz ve karşılıklı edindiğiniz malumatları kumandanlarınıza anladığı dilden çeviri yaparak bilgi veriniz emrini verdi. bunun üzerine telsiz ve telefon kullanıcıları Antepliler Olmuş ve konuşulan yerel halk şivesi düşmanı ve beraberindeki hainleri çözemedikleri dil olması nedeniyle Türk ordusundan haberdar olunmamasına yol açmış ve Yunan ordusunun ilerleyişi bu nedenle yavaşlayarak durma noktasına gelmiş di. Bu Karar Türk Kuvvetleri için Önemli Bir başarı olmuş Yunanlılar için İse büyük bir hezimet olması nedeniyle Yunanlılar İttifak Kuvvetleri başı Fransızlara durumu nakletmiş ve Top yekün Anadolu ya Her cepheden işkal kararı alınarak Fransız ordusu Suriye Üzerinden 1 Nis 1920 tarihinde Antep e işgal başlatmıştır. 3 gün içinde Antep i işgal ederek geçeceğini düşünen Fransız Ordusu Çok büyük bir direniş ile Karşılaşıp 11 ay boyunca Antep yerel Halk savunmasını geçemeyerek Çok büyük kayıplar vererek yerinde saymaya devam etmiş ve yaşanan bu direniş sonrası Anadolu ya yapılması gereken 3 cü işgali savaş konseyinde Fransızlar Şu Şekilde dile getirerek barış anlaşmasına oturtmuştur ( Efendiler biz Fransız Kraliyet Ordusu Olarak bir Antep sancağını 11 ay boyunca düşüremedik ve Anadolu da nice böyle şehirler var biz Fransızlar olarak Anteplinin 15 Kişi İle 100 kişiye karşı eşsiz bir savaş taktiği ile nasıl kuvvetlerimizi hezimete uğrattığına şahit olduk ve bunlar asker de değil yerel Halk bu nedenle Müttefik kuvvetlerimizin diğer cephelerde başarılı olması için tek yapa bildiğimiz 11 ay boyunca şehri Ablukaya alarak bu halkın diğer cephedeki soydaşlarına katılmalarını engellemek en büyük başarımız olmuştur ama yine sözlerimizi yeniliyorum Anadolu topraklarında bilinmeyen Antep sancağı gibi birçok sancak olması nedeniyle biz 3 cü çıkarmaya karşıyız diyerek Türkiye ile Barış Anlaşması imzalanmıştır. ) ve Vietnam Savaşında Amerikalılar bu telsiz savaş taktiğini bizden örnek alıp yerli Kızıldereli halkını telsiz ve telefoncu ederek düşmanın dinlemesini engelleyerek savaşta bu taktik ile üstünlük kurarak asker zaiyatını minumum a düşürmüştür. ayrıca Anteplinin yer altı tünellerini kullanarak ve coğrafi yapı içerisine hakim olması nedeniyle az sayıdaki adam ile yüzlerce kişilik ordu kuvvetlerini hezimete uğratma taktiği birçok ülkenin savaş bilimcileri tarafından İncelenmensi sonrası Anti Gerilla eğitimi olarak dünya orduları içerisinde ders olarak verilip günümüzdeki özel Kuvvet Askeri birliklerin oluşumuna yerel halkın savaş taktiği ışık tutmuştur.
Yerel Halkı Bekleyen Tehditler
Büyük İsrail projesi sonrası ön görümüze göre Düşman devletlerine en büyük tehdit savaş aletleri öncesi Devşirme olmamış asli kök duygularını yitirmemiş Halk topluluğu Antropolog araştırmacılar tarafından çok büyük bir tehdit olarak kabul edilmektedir. bu nedenle ön görümüz 2011 yılı içerisinde başlayan Suriye iç savaşı çıkarılma nedeni tamamen Kadim Türk Gaziantep Halkının Etnik kökenini yok etmeye yönelik olduğunu ve En büyük darbe olarak oradaki Halkın nüfusunu Devşirmeye yönelik çabalar Düşman Ülkelerin ve İsrail projesinin yüzyıllardır en büyük hedefi haline gelmiştir. Sığınmacılar dan dolayı kendi öz kültürünü yaşayamadıklarını sıkça dile getiren Gaziantep Halkı bu sorunun sığınmacı sorunu değil tamamen işgal sorunu olduğunu sıkça dile getiriliyor olması tesadüf değildir. Aynı zamanda son 7 yıldır israil asıllı birçok iş insanının Gaziantep bölgesinden toprak satın almaya çalıştığı ama toprak sahibi yerel halkın toprağını satmadığı bu girişimlerinde de vatana göz dikmiş hainler in planlarının boşa düştüğü tapu kadastro kayıtlarında ispatlıdır. ön görümüz Bu Kadim şehrin Öz kültürünü korumak devletimizin Asli görevi olmalı sığınmacı sorunu bu şehirde gözardı edilmemeli yerel halkın etnik kökeni korunmalıdır.
ADEM YAŞAR